3. Hukuk Dairesi 2020/1951 E. , 2020/2774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... ili, Sarıçam ilçesi,Buruk Köyü 8 pafta 655 parsel sayılı ve imar planında mezarlık alanı olarak görülen taşınmazın, Belediye Encümeni nin 29.05.1982 tarih ve 9378 sayılı kararı ile kamulaştırıldığını ve 11.11.1982 tarihinde ...,..., ... kızı Tevhide, ..., ..., ... ve ... adlarına kamulaştırma bedellerinin Ziraat Bankası ... ... Şubesine bloke edildiğini, kamulaştırma bedeli ödenen taşınmazın hissedarları tarafından 19.01.2011 tarihinde kamulaştırılmasının istendiğini, taşınmazın imar planında ayrıldığı gibi fiilen mezarlık olarak kullanılması, tapu kaydında 25/28 hissesinin şahıslar adına kayıtlı olması ve tapu kaydında kamulaştırmaya engel bir şerh ve beyan bulunmaması nedeniyle Belediye Encümeni nin 09.02.2011 tarih ve 348 sayılı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiğini ve kamulaştırma bedeli olarak tüm hissedarlarına toplam 2.471.155,02 TL ödenerek kamulaştırma işleminin tamamlandığını, bu şekilde mükerrer kamulaştırma yapıldığını ileri sürerek, mükerrer ödemeye konu olan 2.471.155,02 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamaya katılan davalılar; ilk kamulaştırma nedeniyle ödeme yapıldığına dair bir belge olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, ikinci kamulaştırma sonrası ödemelerin muhataplara yapıldığı ancak ilk kamulaştırma nedeniyle kamulaştırma bedellerinin davalılara veya murislerine ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2015/17815 Esas- 2017/ 7477 Karar sayılı ve 18/05/2017 tarihli kararı ile; "...Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi ""Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur."" hükmünü ihtiva etmektedir. .
Buna göre, mahkemece; ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur .
Mahkemece, bozma kararına uyulmuş , yargılamaya devam edilmiştir .
Mahkemece, Mahkemenin 2013/74 E. - 2014/382 K. sayılı Kararında Esas Hakkında Verilen Hüküm Hakkında Bozma Kararı Bulunmadığından Hükmün Yeniden Kurulmasına Yer Olmadığına karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir .
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde AAÜT 3/2 . maddesine aykırı olarak vekalet ücreti hesaplanmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 4. bölümünün çıkartılarak yerine "81.901.55.- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine" yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.