Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13340
Karar No: 2014/411
Karar Tarihi: 30.01.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/13340 Esas 2014/411 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/13340 E.  ,  2014/411 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/02/2013
    NUMARASI : 2012/141-2013/52

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Dava konusu K..K..165 parsel sayılı 26100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 2/11 payı davalı Hazine, 9/11 payı dava dışı Ramazan Korkar ve Fahri Baran adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiş, dava dışı M..Ş..A ve müşterekleri tarafından Silvan Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davası sonunda mahkemece taşınmazın Batman Baraj Gölü suları altında kalması nedeni ile kadastro harici bırakılmasına dair verilen karar Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20.10.2006 gün ve 2006/5501-6794 Esas Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Davacı A.. S.., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak mülkiyetin tespiti istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece çekişmeli 165 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili Kadastro Mahkemesinin 2006/35-60 Esas-Karar sayılı dosyasında görülen davada, taşınmaz sular altında kalmadan önce yapılan keşifte mülkiyetin tespitine yönelik herhangi bir belirlemenin yapılmadığı, taşınmazın sular altında kalmasından sonra toplanan delillere göre ise davanın kanıtlandığı sonucuna varılamayacağı gerekçesiyle karar verilmiştir. Ne var ki somut olayda kadastro tespiti paylı olarak Hazine ve gerçek kişiler adına yapılmış olup mülkiyetin tespitini isteyen davacı A.. S.. gerçek kişilerin payına yönelik olarak, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro mahkemesinde görülen davaya katılmıştır. Hazine tarafından gerçek kişiler adına tespit edilen paya yönelik açılmış bir dava bulunmadığına göre, taşınmazın kadastro tespitinden önceki niteliği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, lehine tespit yapılan gerçek kişilerden tespitten önce paylarını satın aldığını iddia eden davacının bu iddiasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya içerisine getirtilip incelenen Kadastro Mahkemesi"nin 2006/35 Esas sayılı dosyasının tefrik edildiği Kadastro Mahkemesi"nin 1988/235 Esas sayılı dosya içeriğinden, kadastro sırasında lehine tespit yapılan iki gerçek kişiden biri olan F..B.."ın davacı A.. S.."in talebinin doğru olduğuna ilişkin kabul beyanı ve yine kadastro dosyasında davacı olan Mehmet Ş..A..un dava konusu taşınmazda davacı A.. S.."in hak sahibi olduğuna ilişkin feragat beyanı dikkate alındığında kadastro mahkemesinin kararından öncesine ilişkin delil bulunmadığından söz edilemez. Kaldı ki kadastro mahkemesinde görülen dava sırasında taşınmazın baraj gölü altında kalmasından evvel keşif yapılmamış olmasının davacı aleyhine değerlendirilmesinde de isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle davacıya delillerini sunma imkanı sağlanmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmazın işaretlendiği ve komşu taşınmazlarının açıkça gösterildiği kadastro paftası üzerinden yerel bilirkişi ve yöntemince belirlenecek taraf tanıkları ile keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden evvel fiilen hangi tarihten beri kim veya kimler tarafından kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek hatalı gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı A.. S.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi