3. Hukuk Dairesi 2020/952 E. , 2020/2789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iptal davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait ... Eczanesinde yapılan denetim sonucunda 22.02.2011 tarih 17 sayılı inceleme raporuna istinaden davalının 16.03.2011 tarih ve 4.737.897 sayılı yazıları ile protokolün 6.3.7. maddesi gereğince 18,25 TL para cezası ile yazılı olarak uyarılmasına, 6.3.24. maddesi gereğince sözleşmenin 1 yıl süreyle feshine, 4.3.6. maddesi gereğince de 942,87TL para cezasına haksız olarak karar verildiğini ileri sürerek, kararların iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı kurumun 16/03/2011 tarih ve 4.737.897 sayılı yazıları ile davacı hakkında verilen para cezası uygulanmasına dair işlemin iptali istemi yeni protokol hükümlerine göre konusuz kaldığından, bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, davacıyla yapılan sözleşmenin bir yıl süreyle feshi işlemi ise yerinde olmadığından iptaline, taraflar arasındaki muarazanın(çekişmenin) bu şekilde giderilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/4738 E 2014/16987 K sayılı ilamıyla “Dosyanın incelenmesinde, 22.02.2011 tarih 17 sayılı denetim raporuna istinaden davacının eczaneye yönlendirme yaptığı tespit edildiğinden hakkında protokol gereği sözleşmenin 1 yıl süreli feshi kararı alınmış; davacı bu kararın iptalini istemiş; mahkemece ise davacının yönlendirme sonucunda ilaç satışı yaptığına dair delil elde edilememesi gerekçesiyle, talebin kabulüyle, işlemin iptaline karar verilmiştir. 22.02.2011 tarihli denetim raporu incelendiğinde, dinlenen tanıkların ( ...vd.)ifadelerinden yönlendirme olduğunu belirttikleri anlaşılmakla, mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı, dinlenen tanıklara da bu yönde sorular yöneltilmediği, bu husus yeterince aydınlatılmadan karar verilmiş olduğu anlaşıldığından, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı, sözleşmenin 1 yıl süreli feshi kararının iptali talebinin kabulüne dair hükmün tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafça dava konusu işlemin dayanağı eczane protokolünün ilgili maddesinin protokolden çıkartıldığı ve bu şekilde dava konusu işlemin uygulamasının durdurulduğu, işbu sebeple davanın devamı sırasında davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut uyuşmalık, kurum işleminin iptaline ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2014/4738 E 2014/16987 K sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında açıkça; 22.02.2011 tarihli denetim raporu incelendiğinde, dinlenen tanıkların yönlendirme olduğunu belirttikleri ifade edilmiş ve mahkemece dinlenen tanıklara bu yönde sorular sorulmadığından eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak talimat yoluyla tanık beyanları alınmıştır. Gerek bozma ilamında değinildiği üzere denetim raporunda yer verilen tanık beyanlarından, gerekse bozma sonrası alınan tanık beyanlarından davacının protokolün 6.3.24. maddesine aykırı davrandığı ve kurum işleminin yerinde olduğu, bu suretle dava açıldığı tarihte davalı tarafın haklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, yargılama giderlerinin HMK"nın 331. maddesi uyarınca davacı üzerine bırakılması ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava açıldığı sırada davalı kurumun işlemi yürürlükte olduğundan ve davacı dava açmakta haklı olduğundan davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 2. 3. ve 4. bentleri hükümden çıkartılarak yerine “2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli olan 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken yatırılan 148,50 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 117,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, ” “3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 1.980,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine”, “4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.