16. Hukuk Dairesi 2018/1432 E. , 2020/5612 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 13.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 2.174,97 metrekarelik bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından esasa ve katılma yoluyla da davacı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, sadece 1985 ve 1999 tarihlerine ait hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden temin edilerek jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu rapor, taşınmaz bölümünün evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına ve sadece taşınmaz bölümünde imar-ihyaya dönük tarımsal faaliyet yapıldığının belirtilmesiyle yetinilmesine rağmen, belirtilen hususları açıklayan denetime elverişli rapor alınmamış, keşif sonucu tek ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, taşınmaz bölümünün toprak yapısı ve niteliği, zirai durumu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olup olmadığı ve olmuş ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, davacının delil olarak dayandığı aynı taşınmaza ilişkin kendisi tarafından açılan ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilen ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/269 Esas, 2006/39 Karar sayılı dosyası getirtilmesine rağmen bu dosyadaki bilirkişi raporlarından yararlanılmamış, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilerek komşu parsel uygulaması yapılmamış ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait hava fotoğrafları bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve mevcut ise en az 3 adet hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilmeli, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parseller ile ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/269 Esas, 2006/39 Karar sayılı dosyasındaki ziraat bilirkişi raporu ve bozma öncesinde alınan ziraat bilirkişisi raporunun karşılaştırmalı olarak değerlendirildiği ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde bozma öncesinde alınan jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi raporu ile karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.