Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1351
Karar No: 2020/2791
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1351 Esas 2020/2791 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1351 E.  ,  2020/2791 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, dava dilekçesinde özetle; ... Eczanesinin sahibi olduğunu, eczane ile davalı arasında ilaç alım sözleşmesi akdedildiğini, davalı kurumun 11/12/2013 tarihli kararı ile 16.178,00 TL cezai şart uyguladığını ve bu cezanın istihkakından kesilmesine karar verildiğini, cezai şartın dayanağının eczanenin devamlı müşterisi olan..."ın reçetesinde olmayan 2 adet mamanın faturaya sehven dahil edilmesi olduğunu ve ortada herhangi bir kasıt bulunmadığını, Fatma Sırt"a ait ilaç listesinin içeriğinde de görüldüğü üzere mamaların sürekli olarak hastaya verildiğini belirterek uygulanan cezai işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacının akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğinin tespit edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğini, yapılan işlemin usul, yasa, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı kurum tarafından uygulanan 16.178,00 TL cezai şart bedelinin ve 1.277,10 TL reçete bedelinin davacıdan tahsiline ilişkin işlemlerin yerinde olmadığının tespiti ile, bu işlemlerin iptaline, davacının davalı kurum"a 341,20 TL reçete bedeli borcu olduğunun tespitine dair verilen hüküm; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarihli 2014/47574 E 2016/4057 K sayılı ilamı ile onanmış, bu ilama karşı davalı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/11074 E 2017/7036 K sayılı ilamıyla “(...)Dava, taraflar arasındaki 2012 Yılı İlaç Temin Protokolünün 5.3.9 maddesinin “Müvekkil Kurumca yapılan inceleme neticesinde provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak müvekkil kuruma
    fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin (10) katı tutarında cezai şart uygulanarak Eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme fesih edilir ve 2 yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının Eczacı tarafından bildirilmesi ve kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz” hükmü gereğince sözleşmenin 4.3.6. ve 4.3.7. maddesine göre reçete bedeli ve 10 katı tutarında cezai şart bedelinin kurumca tahsiline ilişkin yapılan işlemin iptaline ilişkin olup, mahkemece, 1.617,80 TL"lik reçete tutarının 341,20 TL"lik kısmının sehven fazladan fatura edildiği, 1.277,10 TL"li reçete bedelinin ise hak sahibine eksiksiz olarak teslim edildiği, olayda her hangi bir kötüniyet ve kasıt bulunmadığı, davalı Kurum tarafından uygulanan 16.178,00 TL cezai şart bedelinin ve 1.277,10 TL reçete bedelinin davacıdan tahsiline ilişkin işlemlerin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 2012 yılı protokolünün 5.3.9. maddesinde “Müvekkil Kurumca yapılan inceleme neticesinde provizyon sistemine gerçeğe aykırı reçete kaydı yapılarak müvekkil kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin (10) katı tutarında cezai şart uygulanarak Eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme fesih edilir ve 2 yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak bu durumun sehven yapıldığının Eczacı tarafından bildirilmesi ve kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi durumunda bu hüküm uygulanmaz” denildiği, davalı kurum tarafından söz konusu işlem öncesinde bilgilendirme amacıyla davacıya bu konuda 21.06.2013 tarihli yazı gönderildiği ve davacıya bu yazının 02.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 15 günlük süre içinde davacı tarafça cevap verilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Protokolün 5.3.9 maddesine göre söz konusu işlemin sehven yapıldığının bildirilmesi halinde cezai işlemin uygulanmayacağı düzenlenmiş olup, davalı Kurum tarafından cezai işlem tesisinden önce gönderilen bilgilendirme yazısına davacı tarafça itiraz edilmemiş ve süresinde cevap verilmemiştir. O halde mahkemece, davalının 2012 protokolünün 5.3.9. maddesine göre usulüne uygun işlem yaptığı dikkate alınarak, reçete yer alan ve teslim edilen ilaç dışında kalan reçetede yer almayan ilaçlar yönünden cezai işlem uygulamasının yerinde olduğu gözetilerek konusunda uzman bilirkişilerden taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 11.02.2016 tarih ve 2014/47574 esas, 2016/4057 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; eczacının durumun sehven gerçekleştiğini bildirmesi durumunda, kurumca hastanın ilaç bilgisi incelendiği takdirde, yapılan işlemin sehven yapılmış olduğunun kabul edilebileceği, alınan bilirkişi heyet raporlarının bu yönde olduğu, eczacı ..."nun 18/12/2013 tarihli dilekçe ile 2012 yılı protokolünün 5.3.9 maddesine göre SGK"dan cezaya sebep olan reçetenin kendisine verilmesini talep ettiği, kurum tarafından bu dilekçeye cevap verilmediği, yapılan işlemin söz konusu protokol hükmüne uygun olup olmadığı yönünde kurum
    tarafından bir değerlendirilme yapılmadığından, 2012 yılı protokolünün 5.3.9 maddesine göre uygulanan cezai işlemin yerinde olmadığı anlaşılmakla, reçetede olmayan sisteme kaydedilen mama bedeli olan 341,20 TL"nin davalıdan tahsilinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı kurum tarafından uygulanan 16.178,00 TL cezai şart bedelinin ve 1.277,10 TL reçete bedelinin davacıdan tahsiline ilişkin işlemlerin yerinde olmadığının tespiti ile , bu işlemlerin iptaline, davacının davalı Kurum"a 341,20 TL reçete bedeli borcu olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur.Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
    Mahkemenin, bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan biri lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup buna usuli kazanılmış hak denilmektedir.Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut kanun gereğince uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozma kararına uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur.
    Bozma ilamına uyulması sonucunda mahkemenin bozma ilamına uygun hareket etme yükümlülüğü doğduğu gibi, bilirkişilerin de bozma ilamına uygun şekilde rapor hazırlamaları ve hesaplama yapmaları gerekir.
    Mahkemece uyulan bozma ilamında; davalı kurum tarafından söz konusu işlem öncesinde bilgilendirme amacıyla davacıya 21.06.2013 tarihli yazı gönderildiği ve davacıya bu yazının 02.07.2013 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen 15 günlük süre içinde davacı tarafça cevap verilmediği ve süresinde itiraz edilmediği, Protokolün 5.3.9 maddesine göre söz konusu işlemin sehven yapıldığının bildirilmesi halinde cezai işlemin uygulanmayacağı düzenlenmekle mahkemece, "davalının 2012 protokolünün 5.3.9. maddesine göre usulüne uygun işlem yaptığı dikkate alınarak, reçete yer alan ve teslim edilen ilaç dışında kalan reçetede yer almayan ilaçlar yönünden cezai işlem uygulamasının yerinde olduğu" gözetilerek konusunda uzman bilirkişilerden taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamında açıkça davalı kurumun davacıya 02.07.2013 tebliğ tarihli yazı ile bilgilendirme yapmasına rağmen davalının itirazda bulunmadığı ve kurum işleminin Protokolün 5.3.9. maddesine uygun olduğu belirlenmesine rağmen mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ve mahkeme gerekçesinde; davacının 18/12/2013 tarihinde kuruma dilekçe vererek cezaya konu reçeteyi talep etmesi hususuna dayalı olarak kurumun cezai işleminin yerinde olmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmakla bozma ilamına aykırı davranılmıştır. Uyulan bozma kararının gereği mahkemece tam olarak yerine getirilmemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda davalı kurumun protkolün 5.3.9. maddesine uygun işlem yaptığı ve reçetede yer almayan ilaçlar yönünden cezai işlem uygulanmasının yerinde olduğu gözetilerek bu doğrultuda hesap yapılmak üzere bilirkişi raporu aldırıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken usuli kazanılmış hakka riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi