Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3844
Karar No: 2015/9309
Karar Tarihi: 30.06.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/3844 Esas 2015/9309 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/3844 E.  ,  2015/9309 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    BİRLEŞTİRİLEN DAVA
    MAHKEMESİ : ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı ..."nin sürücüsü ve aynı zamanda işleteni olduğu otomobilin karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkil davacı yaya ..."e çarpması sonucunda meydana gelen kazada müvekilinin yaralandığını, sakat kalma ihtimalinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilşkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.000,00 TL maddi tazminat ile 7.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili, asıl davanın 13.04.2010 tarihli celsesindeki imzalı beyanında davalı ... hakkında açtıkları 2.000,00 TL maddi tazminat talebinden vazgeçtiklerini, manevi tazminat talebinin devam ettiğini beyan etmiş; davacı vekili dava dosyalarının birleşmesinden sonraki 18.12.2012 tarihli celsedeki beyanında davalı ...hakkındaki maddi tazminat talebinden vazgeçtiklerini, birleşen davalı ... şirketi hakkında açtıkları maddi tazminat talebinden ise vazgeçmediklerini beyan etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, müvekkilin kaza nedeniyle %22,2 malül kaldığını, müvekkile çarpan aracın davalı ... şirketine zorunlu mali mesuliyet ...
    poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek 10.000,00 TL maddi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... AŞ"den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Birleşen davalı ... şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsili ile davacıya verilmesine; 6.595,27 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı ... şirketi yönünden teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalı ve birlşen davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... şirketi tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nın 166. ve devamı maddeleri uyarınca, davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yütürülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır. Bu durumda her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı yargılama giderleri ve vekalet ücreti v.s. her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Somut olayda, asıl ve birleşen davalar için sanki tek bir dava imiş gibi düşünülerek hüküm kurulmuş, ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama gideri ve vekalet ücretleri hususunda da tek bir dava gibi hüküm oluşturulmuştur. Hal böyle olunca karışık ve müphem bir hüküm ortaya çıkmıştır. Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulması, vekalet ücreti v.s."nin asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, yazılı olduğu gibi tek bir dava varmış gibi hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
    2-Kabule göre ise,1086 sayılı HUMK"nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak
    şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Somut olayda, mahkmece, kararın gerekçe kısmında, asıl dava dosyasında davalı yönünden maddi tazminat talebinden vazgeçildiğinden asıl davadaki maddi tazminat talebinin reddine karar verildiği belirtilmesine karşın hüküm kısmında asıl davada davalı ...hakkındaki maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verildiği belirtilmemiştir.
    Bu bakımdan kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkmasına neden olup HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş."ye geri verilmesine 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi