Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14094
Karar No: 2013/17859
Karar Tarihi: 12.12.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/14094 Esas 2013/17859 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, davalı vekilin miras bırakanın ölmesinden sonra verilen vekaletnameyi kullanarak tapu işlemlerinin gerçekleştirildiğini iddia ederek tapu iptali ve tazminat talebinde bulunmuşlar. Davalılar ise taşınmazın dışardan satın alındığını ve mirise ait olduğunu iddia etmişlerdir. Mahkeme, davalı vekilin murisin yakın arkadaşı olduğu ve kayıt maliki olan diğer davalının ise vekilin kardeşi olduğu için iyi niyet koruyuculuğundan yararlanamayacağına karar vermiştir. Dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde davacıların taleplerinin kabul edilmesine karar verilirken, mahkeme delillerin takdirinde yanılgıya düşmüş ve davanın reddine karar vermiştir. Karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1023. maddesindeki iyiniyet koruyuculuğundan yararlanamayacağına karar verilen kayıt malikinin kaydının yolsuz tescil olduğu nedeniyle bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2013/14094 E.  ,  2013/17859 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT


    Yanlar arasında görülen tapu iptal tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, vekil ..."nın davacılar mirasbırakanı ..."nin öldüğünü satış işleminden önce bilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davalıların ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ek kararına yönelik temyiz incelemesinde; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda, ihtiyati tedbir kararlarına karşı temyiz yolu kapalı bulunduğuna göre bu kararların temyizen incelenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı izahtan varestedir. O halde, davalıların temyiz isteği yerinde değildir, reddine.
    Davacıların temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan ...’in 15.03.2010 tarihinde öldüğü,mirasçı olarak davacı annesi ile diğer davacı kardeşini bıraktığı,davacı annesi ..."ün de yargılama sırasında vefat ettiği,murisin ölümünden önce 16.10.2009 tarihinde davalılardan ..."yı, maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmazda 12 nolu bağımsız bölümü satması için satış yetkisi vererek vekil tayin ettiği,davalı ..."nın bu vekaletnamedeki satış yetkisine istinaden anılan taşınmazı murisin ölümünden sonra diğer davalı ..."ya 30.03.2010 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, davalı vekilin miras bırakanlarının ölmesine rağmen daha önceden verilen vekaletnameyi kullanmak suretiyle anılan temliklerin gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış;davalılar ise yargılama aşamasındaki beyanlarında taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı kişiden bedelinin ödenerek alındığını ve muris adına temlikinin sağlandığını,gerçekte murisin taşınmaz alınırken bedel ödemediğini,daha sonra da verilen vekaletname kullanılarak taşınmazın geri alındığını savunmuşlardır.
    Hemen belirtilmelidir ki, davacının miras bırakanının 15.03.2010 tarihinde öldüğü kayden sabittir. Bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanununun 43 ve 513 maddeleri gereğince aksi kararlaştırılmış olmadıkça veya işin mahiyeti icabı olduğu anlaşılmadıkça ölüm ile vekalet akti son bulur. Dava konusu taşınmazın temlikinde kullanılan vekaletnamenin tetkikinde satış yetkisini içermekle beraber ölümden sonra devam edeceğine dair bir hususa yer verilmediği gibi ayrıca işin mahiyeti icabı kullanmanında gerekmediği görülmektedir.
    Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (6100 s. HMK md. 255) Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada, davacı tanığı Songül"ün yalan beyanda bulunduğunu, kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. Bu durumda, olayları çok yakından bilen davacı tanığının sözlerine değer verilmesi gerekirken, sırf akrabalık nedeniyle beyanına itibar edilmemesi doğru değildir.
    O halde, vekil edenin ölümünden sonra vekaletname kullanılmak suretiyle diğer davalıya yapılan yapılan temlik işleminin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu tartışmasızdır.
    Diğer taraftan vekil ..."nın murisin yakın arkadaşı olması ve kayıt maliki olan diğer davalının ise vekil ..."nın kardeşi olması sebebiyle kayıt maliki davalı ..."nın Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesindeki iyiniyet koruyuculuğundan yararlanamayacağı da sabittir.
    Hal böyle olunca, dosyadaki deliller ve davalıların beyanları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi