10. Hukuk Dairesi 2015/1814 E. , 2015/2936 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz ödemelerin tahsili istemi ile davalıya karşı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrasında ilâmında belirtildiği şekilde kısmen karar verilmesine yer olmadığına kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 5434 sayılı Kanun kapsamında 43.132.01.02 nolu sigortalısının vefatı nedeniyle hak sahibi sıfatıyla yetim aylığı alan davalıya, 17.08.2002 tarihinde evlenmesine rağmen bu durumu Kuruma bildirmediği gerekçesi ile hak etmediği yetim aylıklarından 01.09.2002-31.03.2010 tarihleri arasında ödenen 45.383,73TL tutarı 07.05.2010 tarihli işlemi ile borç tahakkuku yapmış iken, ... .... numaralı ve 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan babasından aldığı ölüm aylığının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile kesilmesi ve 20.10.2008-19.02.2010 tarihleri arasında ödenen 2661,57 TL"nin de iadesini sağlamak için eldeki davayı açtığı; mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, davalının 20.10.2008-19.02.2010 tarihleri arasında ödenen 2661,57 TL bakımından 09.05.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa"dan faydalanarak ödediği gerekçesi ile davanın Konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, 01.09.2002-20.10.2008 tarihleri arasında kalan tutar bakımından da davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1"inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun"da kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32"nci, 34"üncü ve 37" nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 2’nci maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve davaya konu uyuşmazlıkta davacı Kurum"un 07.05.2010 tarihli ve 19.01.2011 tarihli iki ayrı işlemi ile yersiz ödeme dönemleri çıkartarak borç tahakkuk ettirdiği ve 2011 yılında davalının sadece babasından gelen ve hak sahibi sıfatıyla aldığı 506 Sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığına ilişkin 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talebinde bulunduğu, buna göre 2010 yılında Kurumca yapılan işlemin yasal dayanağının 5434 Sayılı Kanun"un 116"ncı maddesi olup, 5434 Sayılı Kanun kapsamında iadesi istenen yersiz ödemeler bakımından genel mahkemelerin görevli bulunduğu hususunun gözetilmemesi, kabule göre de ,davanın konusunun kalmadığından bahsedebilmek için, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması gerekirken, 5434 Sayılı Kanun kapsamında çıkartılan yersiz ödemeler bakımından davalının herhangi bir yapılandırmasının bulunmadığı anlaşılmakla, davanın konusuz kaldığına karar verilemeyeceğinin belirgin olmasına rağmen, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, mahkemece yapılacak iş, davacı Kurumun iki ayrı yasal dayanağa göre işlemler yaptığı dikkate alınarak, 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bakımından yeniden irdeleme yapmak ve kalan istemler yönünden davanın usulden reddine karar vermekten ibarettir.
O hâlde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.