Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4134
Karar No: 2016/1935
Karar Tarihi: 16.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/4134 Esas 2016/1935 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, 3406 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bir adet gecekondunun müvekkili tarafından yapıldığını ve satış memurluğunun taşınmazı üzerindeki gecekondu ile birlikte satışa çıkardığını beyan ederek, gecekondu bedeli olarak dosyaya yatırılan 17.306,27 TL'nin müvekkiline ait olduğunu belirtip davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş ancak asgari levazım bedeli konusunda uzman ve ehil bilirkişiden rapor alınmadığından karar bozulmuştur. Davacının iyi niyetli olmadığı dikkate alındığında, sadece asgari levazım bedelinin davalıdan talep edilebileceği açıkça belirtilmiştir. Bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 722/1, 723/3. maddeleri karara temel oluşturmuştur. Maddelerin özeti şöyledir:
- Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmaz üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.
- Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının taz
3. Hukuk Dairesi         2015/4134 E.  ,  2016/1935 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin miktar yönünden reddine karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili dava dilekçesinde, ... 3406 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bir adet gecekondunun müvekkili tarafından yapıldığını, söz konusu taşınmazın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/2306 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasına konu olduğunu, mahkemenin taşınmazın üzerindeki muhtesatlar ile birlikte satışına karar verdiğini ve muhtesatlarla ilgili olarak görevli ve yetkili mahkemede dava açmakta muhtariyetine dendiğini, satış memurluğunun da taşınmazı üzerindeki gecekondu ile birlikte satışa çıkardığını ve satış bedellerini malik sıfatı taşıyan kişilere hisseleri oranında paylaştırdığını, gecekondu bedeli olarak dosyaya yatırılan 17.306,27 TL"nin müvekkiline ait olduğunu beyan ederek, bu miktarın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların murisinin, haklı bir sebep olmaksızın kendisine ait taşınmaza gecekondu inşa ettiğini, bu nedenle de dava açmakta haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı muhtesat bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 722/1.maddesi gereğince; “Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. 2.fıkra hükmüne göre; ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmaz üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. 3.fıkra hükmüne göre de; Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir."
    Aynı Kanunun 723.maddesi gereğince ise; “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamanının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.”
    Bu bağlamda davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde, 14.02.1951 tarih ve 1949/17-1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacının iyi niyetli olup olmadığının mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
    Bu bilgiler ışığında somut olayı irdelediğimizde; davacının kendisine ait olmayan taşınmaz üzerine gecekondu inşa ettiği için iyiniyetli olmadığı, buna göre de sadece TMK"nın 723/3.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği açıktır.
    Gerek öğreti ile gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde benimsenmiş bulunmaktadır.Oysa ki; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, asgari levazım değerine ilişkin bir tesbit yapılmamıştır.
    Her ne kadar, dava konusu taşınmaz üzerindeki diğer bir muhtesata (gecekondu) ilişkin olarak verilen mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/4037 E.- 2014/9737 K. sayılı bozma kararında muhtesat bedeline ilişkin farklı bir hesaplama şeklinin tatbiki gerektiği ifade edilmişse de, bu durum o dosyada; muhtesat sahibi olan davacının aynı zamanda arsaya hissedar olması, eldeki davada ise, muhtesat sahibi davacının arsa maliki olmamasından kaynaklanmaktadır.
    Diğer yandan, HUMK 275. maddesi (yeni HMK 266.) hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
    Somut olayda, görüşüne başvuralan bilirkişi Avukat olup, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, rapor verme konusunda ehil görülmemiştir.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak, asgari levazım bedeli konusunda uzman ve ehil bilirkişiden rapor alınıp, hesaplanacak bu bedel üzerinden davanın kabulü gerekirken, davacının iyniyetli olmadığı gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi