Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/511
Karar No: 2016/1975
Karar Tarihi: 16.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/511 Esas 2016/1975 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalının, davacıdan tamamı ödenmediğini savunduğu taşınmaz satış sözleşmesindeki alacağın tahsili davası reddedilmiş ancak davacı tarafından temyiz edilerek Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay kararı, sözleşmede peşin olarak ödendiği belirtilen satış bedelinin tamamının ödenmediğine dair ispat yükünün davalıda olduğu ve bu iddialarının yazılı belge ile ispat edilemediğinin tespit edilmesi sebebiyle mahkemenin kararının bozulmasına karar vermiştir. Kanunlar ise, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi, Medeni Kanun'un 6. Maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200/1. maddesi ve 201. Maddesi olarak belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2016/511 E.  ,  2016/1975 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili davacının, davalıdan 20/08/2013 tarihli harici satış sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığını ve satış bedeli olan 23.000 TL"yi peşin ödediğini, ancak taşınmazın davacıya devredilmediği gibi, ödediği bedelin de iade edilmediğini, sözleşme içeriğine göre sözleşmeyi ihlal eden tarafın 10.00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığının belirterek, 23.000 TL satış bedeli ve 10.000 TL cezai şart olmak üzere toplam 33.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; sözleşmede belirtilen satış bedeli olan 23.000 TL"nin tamamını almadığını, davacının yalnızca 7.800 TL ödeme yaptığını, davacıya güvendiği için satış sözleşmesini bu şekilde imzaladığını, taşınmaz bedelinin ödenmesi halinde devir işlemi yapmaya hazır olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, "...taraflar arasındaki geçersiz satış sözleşmesinde belirlenen cezai şartın da geçersiz olduğu, sözleşmede belirlenen satış bedeline ilişkin olarak ise davalının paranın tamamını almadığına ilişkin aşamalardaki tutarlı beyanları, tanıkların paranın peşin olarak ödenmediğine dair beyanları, davalı ...’nın eşine ait hesap hareketleri dökümünden anlaşıldığı üzere paranın tamamının davacı tarafından davalıya ödenmediği, davalının paranın 7.800 TL’sini aldığını, kalan kısmının ödenmesi halinde taşınmazı devretmeye hazır olduğunu belirtmesi davalının dürüstlük kurallarına uygun davrandığı buna karşılık davacının bu kurala uygun riayet etmediği vicdani kananatine varıldığı ve davanın ispatlanamadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesinde belirlenen satış bedeli ile cezai şartın iadesi istemine ilişkindir.
    Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK"nun 706, TBK.nun 237. (BK."nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
    Dosya kapsamı itibari ile taraflar arasındaki uyuşmazlık harici satış sözleşmesinde belirlenen satış bedelinin tamamının ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
    TMK"nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Somut olayda; davacının, taraflar arasında mevcut ve imzası inkar edilmeyen yazılı sözleşmeye dayandığı ve alacağı varlığı ile miktarını ibraz ettiği yazılı sözleşme ile kanıtladığı anlaşılmaktadır. Buna karşın davalının da yine, davacıdan 23.000.00.-TL peşin para aldığı açıklamasını içeren sözleşmeyi imzaladığı ve imzasını inkar etmediği; ancak, sözleşmenin bu bölümünün doğru olmadığını ve davacının kendisine yalnızca 7.800.00 TL"yi ödediğini, peşinatın kalan kısmının ödenmediğini savunduğu görülmektedir. Bu durumda, davalı, bu savunmayı kesin deliller ile ispatlamak zorundadır.
    Çünkü, hukuki işlemler kural olarak yalnız kesin delil ile ispat edilebilir, tanık (takdiri delil) ile ispat edilemez. Gerçekten kanunda ispat sınırı olarak gösterilen parasal belli tutarı (HMK 200/1.maddesi) aşan hukuki işlemler ve senede karşı olan iddialar (HMK 201.maddesi) kural olarak yalnız senet (kesin delil) ile ispat edilebilir; tanık (takdiri delil) ile ispat edilemez. Senetle ispat zorunluluğu yerine aslında "kesin delille ispat zorunluluğu" denilmesi daha doğrudur. Çünkü senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlem mesela onbin liralık bir satış sözleşmesi başka kesin deliller (ikrar, yemin, kesin hüküm) ile de ispat edilebilir. (Medeni Usul Hukuku, Prof.Dr.Baki Kuru, Prof.Dr.Ramazan Arslan, Prof.Dr. Ejder Yılmaz, Ankara 2011, sayfa; 404)
    Buna göre, sözleşmede peşin olarak ödendiği yazılı olan satış bedelinin tamamının ödenmediğine dair ispat yükü üzerinde bulunan davalı bu iddialarını yazılı belge ile ispat edememiştir. Davacı taraf yazılı delil ile ispatı gereken bu hususta tanık dinlenmesine muvafakat etmediği için muvafakat dışı dinlenen tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerekir.
    O halde mahkemece, taraflar arasında mevcut yazılı sözleşme içeriğine göre davalıya ödendiği anlaşılan ve davalı tarafça aksi ispat edilemeyen satış bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek, davalı tanıklarının beyanlarına dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozma nedenidir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi