Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/61
Karar No: 2011/4247
Karar Tarihi: 14.07.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/61 Esas 2011/4247 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/61 E.  ,  2011/4247 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.07.2010 gün ve 505/376 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili; vekil edeni ile davalıların ... ve ...’ın mirasçıları olduğunu, ortak miras bırakanların ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenen 26.2.2008 tarihli miras taksim sözleşmesi uyarınca 276 parselin 16114 m²’lik bölümü ile 940 parselin 886 m²’lik bölümünün vekil edenine verildiğini, fiilen de teslim edildiğini ve fakat dava tarihine kadar sözleşme gereklerini yerine getirmediğini belirterek, 26.2.2008 tarihli miras taksim sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazlara ait tapu kaydının iptali ile 276 parselin 16114 m²’lik bölümü ile 940 parselin 886 m²’lik bölümünün ana taşınmazdan ayrılarak bağımsız bir biçimde vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istediklerini, olmadığı taktirde de paylaşım uyarınca vekil edenine verilen miktarın hisselendirilerek adına tescilini istediklerini bildirmiştir.
    Davalılar vekili ise; davacı tarafın dayanağını oluşturan senedin hukuken geçerli nitelik taşımadığını, zira; anılan belgede ..., ..., ... ve davacı ... adlarının olduğu yerde imza yerine parmak izi bulunduğunu, parmak izi ile düzenlenmiş senetlerin geçerli olması için iki tanık ve ihtiyar heyeti önünde düzenlenmelerinin ve onaylanmalarının gerekli olduğunu, oysa bu senedin tanıklar ve ihtiyar heyeti önünde düzenlenmediğini ve onaylanmadığını; kaldı ki senet içeriğine göre arazi miktarları ve paydaş sayısı dikkate alındığında müstakil tapuların oluşmasının da mümkün bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, dayanak senette ..., ..., ... ve ..."ın parmak izlerinin bulunduğunu, HUMK.nun 297. maddesi gereğince parmak izi taşıyan senetlerde iki tanık ve ihtiyar heyetinin onamasının bulunmasının, senedin geçerlilik koşulu olduğunu, 26.2.2008 tarihli senette imzası bulunan ihtiyar heyeti azaları ve muhtarın tanık olarak verdikleri ifadelerde, senedin kendilerine hazır olarak getirildiğini ve bu şekildi imzaladıklarını bildirmeleri karşısında dayanak sözleşmenin HUMK.nun 297.maddesine uygun şekilde düzenlendiğinin kabul edilemeyeceğini, dolayısı ile sözleşmenin geçersiz bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre, dava konusu 940 parselin 3.6.1983 tarihinde ... adına, 276 parselin ise 2.6.1983 tarihinde ... adına tapulama yolu ile tapuya tescil edildikleri ve 12.6.2008 tarihinde her iki taşınmazın da miras yolu ile intikal nedenine dayalı olarak elbirliği mülkiyetine tabi şekilde taraflar adına intikal ettiği ve halen bu şekilde taraflar adına kayıtlı bulundukları anlaşılmaktadır. Bu konuda taraflar arasında her hangi bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu olan taşınmazların miras bırakanları ... ve ...’ın ölümünden sonra taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise, bu taksimin hukuki sonuç doğuracak biçimde yapılmış geçerli bir taksim olup olmadığına ilişkindir. Davacılar görülmekte olan davada tüm mirasçıların katılımı ile düzenlendiği anlaşılan 26.2.2008 tarihli protokol başlıklı senede dayanmaktadırlar. Davalılar ise, dayanak belgenin bazı mirasçıların parmak izini taşıması nedeniyle HUMK nun 297. maddesinde belirtilen ve geçerlilik şartı olan kurallara uyulmadan düzenlendiğini bu nedenle edinmeyi sağlayan geçerli bir senet olmadığını ileri sürerek davaya karşı koymaktadırlar.
    TMK. nun 676. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart bir geçerlilik şartıdır ve dosya arasında bulunan 26.2.2008 günlü senedin tarafların ortak miras bırakanları ... ve ...’dan kalan taşınmazların paylaşımına ilişkin olduğu ve tüm mirasçıların katılımı ile düzenlendiği açıktır. Davalı tarafın, bu sözleşmenin düzenlenmesi sırasında tüm mirasçıların katılımının olmadığı veya imza ve parmak izlerinin ilgili mirasçıya ait bulunmadığı şeklinde bir karşı koyması bulunmamaktadır. Davalıların karşı koyması sadece, HUMK.nun 297. maddesine göre parmak izi taşıyan böyle bir senedin geçerli olması için senedi onaylayan tanıklar ve ihtiyar heyetinin önünde düzenlenmesi ve onaylanması gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Oysa Hukuk Genel Kurulunun 22.12.1982 gün 1702/965 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere; HUMK nun 297. maddesinde belirtilen onay, parmak izi kullanılmış senetlerin geçerlilik şartı değil sadece ispat şartıdır. Diğer bir anlatımla senette parmak izi bulunan kişi; parmak izinin kendisine ait olmadığını ileri sürmediği taktirde onayın nasıl yapıldığının ve hatta olup olmadığının bir önemi yoktur. Yine başka bir değişle, usulün 297. maddesindeki kurallar senedin geçerliliği için konulmuş kurallar değildir. Sözü edilen şekil ispat şartı olarak getirilmiş olup, usulde belgenin geçerliliği konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalılar parmak izlerinin kendilerine ait olmadığını ileri sürmediklerine göre; dayanak belgenin HUMK. nun 297. maddesinde yazılı merasime uygun olup olmadığının aranmasına gerek bulunmamaktadır.
    Açıklanan bu nedenlerle; Mahkemece, davacı tarafın dayanağını oluşturan belgenin tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenen yazılı bir sözleşme olduğu ve geçerli bulunduğu, dolayısı ile; TMK. nun 676. maddesinde düzenlenen koşulların somut olayda gerçekleştiği düşünülerek ve fakat ifrazın mümkün bulunmadığı yerinde yapılan keşfe bağlı olarak teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen 15.3.2010 günlü raporda belirtilmesi nedeniyle ; dayanak sözleşme gereğince davacıya ait olduğu belirtilen taşınmaz miktarlarının, taşınmazların genel yüz ölçümüne oranlanması sonucunda bulunacak hisse oranında davanın kabulü ile bu hissenin davacı adına tesciline kalan hissenin ise davacı dışındaki diğer mirasçılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken HUMK.nun 297 maddesinde düzenlenen ve ispat şartı olan merasime, geçerlilik şartı olduğu şeklinde yanlış anlam verilmesi sonucunda davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi