8. Hukuk Dairesi 2011/3344 E. , 2011/4249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki dava hakkında Karşıyaka 3. Aile Mahkemesinden verilen 10.05.2010 tarih ve 426/527 sayılı hükmün Dairenin 20.01.2011 gün ve 4021/155 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı – davalı ... vekili dava dilekçesinde; vekil edeni ile davalı ...’ın Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 20.4.2007 tarih ve 2007/343 Esas, 2007/353 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, vekil edeni ile davalının ortak olarak İştur Yapı Kooperatifine üye olduklarını, Çeşme’deki bu kooperatiften yazlık villayı aldıklarını, boşanacakları sırada vekil edeninin adına bulunan yarı kooperatif payını 26.6.2003 tarihinde davalıya devrettiğini, kooperatif kayıtları incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, daha sonra davalının vekil edeni tarafından devredilen kooperatif payı ile kendi adına bulunan kooperatif payını birlikte kardeşi ...’a 30.3.2007 tarihinde devrettiğini, bununda aynı tarihte müşterek kardeşleri olan ...’a muvazaalı olarak devrinin yapıldığını, yapılan tüm işlemlerin muvazaalı olduğunu, mal kaçırmak amacına yönelik bulunduğunu, kooperatif payı ile davalı adına bulunan ... plakalı aracın alınmasına katkısı bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 6000 TL katkı payı alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı – karşı davacı ... vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yersiz olduğunu, reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, harcı yatırmak suretiyle açtığı karşı dava dilekçesinde ise, dilekçede belirttiği 40 kalem ev eşyasından dolayı 37225 TL katkı alacağının davacı – karşı davalı ...’den alınmasına karar verilmesini istemiş, ancak 27.10.2008 günlü yargılama oturumunda karşı davaya ilişkin isteklerini atiye terk ettiklerini bildirmiştir.
Mahkemece, “...tarafından açılan ve atiye terk edilen karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı, kooperatifte davacı – karşı davalı adına bulunan kooperatif payının 26.6.2003 tarihinde satış yoluyla davalı kocaya devrettiği, BK. nun 234. ve devamı maddeleri gereğince yapılan bu satış ve devrin bağış niteliğinde bulunduğunun kabulü gerektiği, BK. nun 244. maddesi uyarınca bağıştan rücu konusunda açılmış bir dava ve istekte bulunmadığı, böylece davacı ...’nin kooperatif üzerinde herhangi bir hakkı kalmadığı, aracın ise davalının kişisel malı niteliğinde olduğu gerekçesiyle her iki istekle ilgili davanın reddine” karar verilmesi ve hükmün davacı – karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairenin 20.1.2011 gün ve 2010/4021 Esas, 2011/155 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti.
Davacı ... vekili bu sefer, 30.3.2011 tarihli karar düzeltme dilekçesiyle vekil edeninin her iki isteğe katkısının bulunduğunu, işin bağıştan rücu ya da bağışla bir ilgisinin bulunmadığını, haksız ve yersiz bir değerlendirme yapıldığını, değerlendirmede hataya düşüldüğünü açıklayarak hukuka aykırı bulunan onama kararının kaldırılmasıyla yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, kooperatif üyeliği ile araç alımından kaynaklanan edinilmiş mallara katılma payı alacağına ilişkindir.
Taraflar 8.8.1987 tarihinde evlenmişler, ... tarafından Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinde 17.4.2007 tarihinde açılan ve 20.4.2007 tarihinde kabulle sonuçlanan anılan mahkemenin 2007/343 Esas ve 2007/353 Karar sayılı kararıyla boşanmışlardır. Bu durum karşısında eşler arasında evlenmenin yapıldığı 8.8.1987 tarihinden 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinde kadar 743 sayılı TKM. nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejimi, taraflar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 17.4.2007 tarihine kadar ise, yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m.202). TMK. nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 17.4.2007 tarihinde eşler arasındaki mal rejimi sona ermiştir.
TMK. nun 179. maddesi uyarınca; “..mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.” Eşler 11.8.1997 tarihinde S.S....– ... – Tur Konut Yapı Kooperatifine ½ şer pay oranında üye olmuşlardır. Davacı – davalı ..., kooperatifte bulunan ½ paya ilişkin üyelik hakkını 26.6.2003 tarihinde dava dilekçesinde belirttiği gerekçeyle davalı – karşı davacı eşi ...’a devretmiştir. ...’da 30.3.2007 tarihinde kardeşi ...’a, ...’da 30.7.2007 tarihinde müşterek kardeşleri bulunan ...’a devrettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Kural olarak davacı – karşı davalı ...’nin 26.6.2003 tarihinde sözü edilen kooperatifte bulunan ½ payını davalı – karşı davacı kocasına devretmesi; BK. nun 234. ve devamı maddeleri gereğince bağış niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Yapılan bu bağış gizli bir bağıştır. Mahkemenin ve Dairenin bu yöndeki görüşü maddi bir hataya dayalı değildir. Ne var ki, 6.10.2008 tarihli yargılama oturumunda dinlenen tanık ... beyanında; “…davacı – karşı davalı ...’nin ev hanımı olduğunu, davalı – karşı davacının ise Delta adlı denizcilik işletmesinde çalıştığını, yabancı bir şirket olması nedeniyle davalının iyi maaş aldığını, kooperatif aidatlarının tamamının davalı tarafından ödendiğini, davalıyı tanıdığında Ford marka küçük bir otomobili olduğunu, ablasının bu otomobili kendisine verdiğini, bunu davalıdan duyduğunu, otomobil konusunda başka bir bilgisinin olmadığını, 2003 yılında davacının, kooperatifteki ½ payını davalıya devrettiğini, o sırada yanlarında olduğunu, taraflar arasında para alışverişini görmediğini, kooperatif binalarının üyelere (kaba inşaat) halinde teslim edildiğini, ferdi mülkiyete geçilmediğini, kaba inşaat halinde teslim alınan yerlerin sahipleri tarafından kendi imkanlarıyla tamamlandığını…” açıklamıştır.
Öte yandan, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı – karşı davacının ilk edindiği araç, 35 KPK 05 plakalı araç olduğu, bu aracın 29.11.1997 tarihinde satın alındığı, daha sonra bunun 2002 yılında satılması ve kredi kullanılmasıyla onun yerine 3.9.2002 tarihinde ... plakalı Ford marka aracı aldığı, daha sonra bu araçta satılarak en son dava konusu yapılan ... plaka sayılı Fıat G. Punto marka aracı aldığı anlaşılmıştır. ...plakalı aracın tescil tarihi 29.5.2006’dır. Var olan önceki araç satılırken yenisi alındığında eski aracın bedeli ile birlikte kredi çekilmek suretiyle yapılan ekleme sonucu yeni aracın alındığı görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı – karşı davalı tarafından kooperatifte bulunan ½ paya ilişkin üyelik hakkının 26.6.2003 tarihinde davalı – karşı davacı ...’e devretmesinin gizli bağış niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu konuda bir duraksama söz konusu değildir. Ne var ki, tanık ...’ın beyanına göre, kooperatif evleri “kaba inşaat” şeklinde hak sahiplerine teslim edilmiştir. Yani bağış sadece devrin yapıldığı 26.6.2003 tarihindeki kaba inşaat durumuyla sınırlıdır. Bağıştan sonra kaba inşaatın tamamlanması için davalı – karşı davacı ... tarafından yapılan her türlü iyileştirmeler karşılığı yapılan harcamaların edinilmiş maldan kişisel mala yapılan katılma alacağı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dairenin kararında dayandığı gerekçe bu yönüyle yanılgıya dayalıdır. Dolayısıyla bu edinilmiş maldan kişisel mala yapılan katkının yarattığı değer artışı da göz önünde tutulmalıdır. Bu tür alacak üzerinde TMK. nun 227, 231 ve 236. maddeleri gereğince davacı ...’nin ½ oranında alacak hakkı söz konusudur.
Bundan ayrı, davalı ...’in sahip olduğu ... plakalı araç kişisel malı olup, 2002 yılında bunun satılmasıyla elde edilen para TMK. nun 220/1. fıkranın 4. bendi gereğince kişisel mal yerine geçen değerdir. Davalı bu aracın bedeliyle birlikte kredi çekilmek ve eklenmek suretiyle 3.9.2002 tarihinde 06 ZYJ 86 ve daha sonra da bu aracın satılması ve kredi kullanılması yoluyla en son ...plakalı aracın alındığı dosya kapsamıyla sabittir. Kullanılan krediler yasal mal rejiminin geçerli olduğu dönemde çekildiğinden kredilerin geri dönüşüne ilişkin taksitlerin edinilmiş mallardan karşılandığının da kabulü gerekmektedir. Ancak, bu durumda davalı karşı davacının ilk araçtan edindiği kişisel mal yerine geçen değerin hesapta göz önünde tutulması gerekir. Öyle ise, davacı – karşı davalının bu edinilmiş mallar üzerinde de TMK. nun 231 ve 236. maddeleri gereğince yarı oranında edinilmiş mallara katılma alacağı söz konusudur. Yine Dairenin onama kararı bu yönüyle de maddi yanılgıya dayalıdır. Açıklanan nedenlerle maddi yanılgıya dayalı bulunan Dairenin 20.01.2011 tarih 2010/4021 Esas ve 2011/155 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verilip açıklandı, işin esasının incelenmesine geçildi.
Şu halde, davacı tarafından devredilen ½ kooperatif payının devir tarihi olan 26.6.2003 tarihindeki evin kaba inşaatının gerçek maliyeti keşfen ve uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanmalıdır. Saptanan bu gerçek bedelin bağıştan kaynaklanan davalı – karşı davacının kişisel malı olduğu düşünülmelidir. Ondan sonra davalı - karşı davacı ... tarafından eve yapılan iyileştirmelerin hesabının da çıkartılması, bulunan bu miktarın edinilmiş maldan kişisel mala yapılan katkı olduğunun kabulü ve bunun evde yarattığı değer artışının da gözönünde tutulması ve hesabın buna göre yapılması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere araçlar için de aynı durum söz konusudur. İkinci aracın alındığı 3.9.2002 tarihinden itibaren alınan üçüncü araçta dahil olmak üzere alım bedellerine kredi yoluyla yapılan katkılar edinilmiş maldan karşılandığından davalı karşı davacının ilk araçtan elde ettiği paranın kişisel mal olduğunun gözönünde tutulmasıyla krediden karşılanan paranın edinilmiş maldan karşılandığının sayılması (kredilerin kişisel maldan karşılandığı ileri sürülmemiştir) ve yapılacak hesaba göre, ½ payın davacı – karşı davalıya ait olduğunun düşünülmesi gerekmektedir.
O halde, öncelikle kaba inşaatın devir tarihindeki seviyesinin uzman bilirkişi inşaat mühendisi aracılığıyla belirlenmesi, ondan sonra bir hukukçu, bir mali müşavirden kurulu bilirkişi heyetine dosya verilerek az yukarıda belirtilen olgular doğrultusunda gerekli hesabın yapılması, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
Davacı – karşı davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenlerle kabulüyle Dairenin 20.01.2011 tarih 2010/4021 Esas ve 2011/155 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 56,60 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 14.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.