3. Hukuk Dairesi 2020/1814 E. , 2020/2843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; işletmecisi olduğu ... Oteli’nin atıksu hizmetini dava dışı ... Turz. Tic. A.Ş. den almakta iken davalı ...’ın 26.02.2015 tarihli yazı ile; 6360 sayılı kanuna istinaden ... il mülki sınırlarının ... Büyükşehir Belediyesi"nin sınırları içerisinde kalmasından dolayı bu yerdeki tüm su ve atıksu hizmetlerinin yetki ve sorumluluğunun 01.04.2014 tarihinden itibaren kurumlarına geçtiğini, 01.05.2015 tarihinden itibaren her türlü bakım ve onarım ve tevsii maliyetlerinin kendilerine ait olacağı belirttiğini, söz konusu devre istinaden ... tarafından 2015/6. döneme ilişkin 4510 m3 suyun kullanım bedeli olarak 17.047,80 TL bedelli su ihbarnamesi düzenlendiğini, dava dışı ... A.Ş. tarafından da aynı döneme ilişkin fatura düzenlenmiş ise de ... tarafından faturalandırılan su bedelinin ...’a ödendiğini, ancak ...’ın su birim fiyatı olarak 1,87 TL üzerinden hesaplama ve tahakkuk yapmakta iken, ...’ın su kullanım bedellerini 3,5 TL birim fiyat üzerinden hesaplayıp tahakkuk ettirdiğini, kanunen gerçekleşen devir neticesinde ... tarafından yaklaşık 2,5-3 kat fazla birim fiyat kullanılmasının haksız olduğunu, davalı ...’ın devir sonrası davacıyı re’sen abone yaptığını ve ...’ın birim fiyatlarının kabul edildiğine dair ayrıca bir sözleşme yapılmadığını, 2015/6. döneme ilişkin olarak 4510 m3 su kullanım bedelinin ... tarafından hesaplanan birim fiyat üzerinden fiyatlandırıldığında ortaya çıkan 8.433,70+KDV=9.108,40 TL’nin davalı ...’a ödendğini ileri sürerek bu dava ile; ödenmeyen 7.351,30 TL+KDV= 7.939,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; ... ile daha önce yapılmış sözleşmelerin artık kendi uhdelerinde olduğunu, ancak; kendi mevzuatına göre işlem yapmak mecburiyetinde olduklarından kendileri tarafından tespit edilen tarifelere göre tahakkuklandırma işlemi tesis ettiklerini, kendileri tarafından tüm ... ili mülki sınırlarında geçerli olacak içme suyu ve kanalizasyon hizmetleri tarifelerinin belirlenip ücretlendirmenin de buna göre yapılmakta olduğunu, tüm il çapında farklı farklı belediyelerden devralınmış olsa da tüm turizm işletmelerine aynı tarife uygulandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı ..."ın Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan kamu tüzel kişiliği olan kamu kurumu olduğu ve su birim fiyatlarına ilişkin düzenlemenin idari işlem olduğu, davanın adli yargının görevine girmediği, idari yargının görevine girdiği gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 18.08.2018 tarih 2016/20059 E. - 2018/8654 K. sayılı ilamı ile özetle; “Davalının yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre tacir sıfatını taşımakta olduğu, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen su tüketim bedelinin, maliyet ve kâr esasına göre tespit edilen bir tarifeye ve abonelik sözleşmesine göre alındığı, abone ile kurum arasında imzalanan sözleşme ile alacak borç ilişkisinin doğduğu, ödenecek miktarın (abonelik sözleşmesi ile özel hukuk ilişkisinin kurulmasından sonra) verilen hizmet karşılığında belirlendiği, ödemenin hukuksal dayanağının, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonelik sözleşmesine dayandığı, ayrıca eldeki davada davalı kurum tarafından hazırlanan tarifenin iptali yönünden bir talepte de bulunulmadığı nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu"nun 16. maddesinin 4736 Sayılı yasa ile değiştirilerek indirimli tarife uygulamasına son verildiği, bu nedenle davaya konu dönemler için su bedelinin iş yeri tarifesi üzerinden hesaplanmasının doğru olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
1- Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Dairemizin yukarıda anılan 18.08.2018 tarih 2016/20059 E. - 2018/8654 K. sayılı ilamında açıkça; davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen su tüketim bedelinin, tarifeye ve abonelik sözleşmesine göre alındığı, abone ile kurum arasında imzalanan sözleşme ile alacak borç ilişkisinin doğduğu, ödenecek miktarın abonelik sözleşmesi ile özel hukuk ilişkisinin kurulmasından sonra verilen hizmet karşılığında belirlendiği, ödemenin hukuksal dayanağının tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonelik sözleşmesine dayandığı belirtilmiş, buna rağmen mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme yapılmamış, gerekçeli kararda taraflar arasındaki abonelik sözlemesi ile davalı kurum tarafından belirlenen tarife hükümleri hiç tartışılmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında geçerli olan abonelik sözleşmesi ile davaya konu faturaya esas tarife hükümleri değerlendirilerek, davacı tarafından yapılan fazla bir ödeme olup olmadığı hususunda konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmasıdır.
2- Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.