8. Hukuk Dairesi 2011/4615 E. , 2011/4398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine ve Büyükyakalı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2010 gün ve 227/250 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında adına tespit ve tescil edilen davadışı 118 ada 26 parsel sayılı taşınmazına dahil olması gereken 1081 m2" lik taşınmaz bölümünün davalı Hazine adına kayıtlı 118 ada 40 parsel sınırları içerisinde kaldığını açıklayarak, miktarı belirtilen taşınmaz bölümünün 118 ada 40 parselden iptali ile aynı ada 26 parsel sayılı taşınmazına eklenmek suretiyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Tüzel Kişiliği temsilcisi, dava konusu taşınmazın kuzeyinde ve batısında mera bulunduğunu, bu yerin de mera olabileceğini, ancak tam olarak bilmediğini, bu hususun araştırılmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 118 ada 40 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, 7.10.2010 tarihli teknik bilirkişinin raporunda A harfi ile gösterilen 595.10 m2 lik bölümünün ifrazı ile davacı adına tesciline, ifraz sonrası kalan kısmın tapu kaydındaki diğer hususlar aynı kalmak kaydıyla mera vasfıyla sınırlandırılarak Hazine uhtesinde bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 118 ada 40 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, “ham toprak” niteliğiyle 1801,92 m2 yüzölçümlü olarak, kadimden beri Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu belirtilerek 08.07.1997 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş; Büyükyakalı Köyünün açtığı tespite itiraz davası sonucunda Şabanözü Kadastro Mahkemesinin 30.11.1999 gün 1998/50-1999/43 Esas ve Karar sayılı kararı ile tespitin iptali ile taşınmazın “mera” olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 13.06.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Az yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kadastro mahkemesinin kesinleşmiş hükmünde, dava konusu taşınmazın kadimden beri Büyükyakalı köylüleri tarafından mera olarak kullanıldığı saptanmıştır. Her ne kadar anılan dava dosyasında eldeki davanın davacısı olan ... taraf durumunu almamış ise de 118 ada 40 parsel sayılı taşınmazın niteliğinin mera olarak belirlenmesi bakımından aleyhine güçlü delil oluşturur. Ayrıca, temyize konu eldeki dava dosyasında yapılan 05.10.2010 tarihli keşif sonrasında alınan aynı tarihli ziraat bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın %20 eğimli ve ham toprak niteliğinde bulunduğu, yaklaşık olarak en fazla 5-6 yıl öncesinde toprak işlemesinin yapıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Bu açıklamalara göre, güçlü delil niteliğinde bulunan kesinleşmiş mahkeme kararı ile uzman ziraatçı bilirkişi raporundaki belirlemeler karşısında, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından, dava konusu taşınmazın davacıya ait aynı ada 26 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde bulunduğu, 20 yıldan fazla süre ile eklemeli olarak davacının tasarrufunda olduğu biçimindeki beyanlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık kazanmış inançları da bu yoldadır. Buna göre; dava konusu taşınmazın Büyükyakalı köylüleri tarafından kadimden beri, bitişikte bulunan ve mera olarak sınırlandırılan 101 ada 93 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğindeki mera olduğunun kabulü gerekir. Meralar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B ve 18/2 maddelerinde orta malların özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olup, süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacakları açıkça hüküm altına alınmıştır. Belirtilen saptamalar karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, güçlü delil niteliğinde bulunan kesinleşmiş hükme ve uzman ziraatçi bilirkişi raporundaki açıklamalar ile eylemli duruma aykırı düşen yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 19.9.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.