Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7640
Karar No: 2021/5508
Karar Tarihi: 13.10.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/7640 Esas 2021/5508 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/7640 E.  ,  2021/5508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası ...’nun maliki olduğu ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazları ara malikler kullanarak, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle, davalı eşine devrettiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras bırakan adına tesciline, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmesi halinde bedele karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, ... parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ile bir ilgisinin bulunmadığını, diğer taşınmazlar yönünden ise, temliklerin muvazaalı olmadığını, maliki olduğu taşınmazları satarak çekişme konusu taşınmazları satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “Somut olayda, davanın terekeye döndürme istemli olarak muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak açıldığı ve mirasçı olarak dava dışı ... ve ...’nin de bulunduğu gözetilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır. Hâl böyle olunca, mirasbırakan ...’nun ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan ortakların olurunun alınması yada miras şirketine TMK"nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Kabule göre de; TMK"nın 28. maddesi uyarınca şahsiyetin ölümle son bulduğu gözardı edilerek, tapusu iptal edilen taşınmazların davacıların mirasçılık belgesindeki payları oranında tescili gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmesi de doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1952 doğumlu mirasbırakan ...’nun 26.08.2006 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı ..., dava dışı kızları ... ve ... ile davalı eşi ...’i bıraktığı, mirasbırakanın maliki olduğu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını 04.01.2000 tarihli satış işlemi ile kardeşi olan dava dışı ... ‘e temlik ettiği, ...’in ise dava konusu taşınmazları 24.08.2001 tarihinde satış yolu ile davalı ...’e devrettiği, ...‘in de ... parsel sayılı taşınmazı 10.09.2002 tarihinde dava dışı kızı ...’ye satış suretiyle devrettiği, ... tarafından ... parselin 16.03.2004 tarihinde ...’e iade edildiği, yine dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı iken 06.05.1994 tarihinde satış işlemi ile davalıya devredildiği, 2014 yılında 3402 sayılı Yasa’nın 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları ile ... parselin ... ada ..., ... parselin ... ada ... ve ... parselin ... ada ... parsel numarasını aldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, dava konusu ... ( yeni ... ada ...) parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından değil, dava dışı ... tarafından davalı ...’e devredildiği kayden sabit olduğuna göre, taşınmaz bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiği, bir başka ifade ile gizli bağış iddiası ile ilgili olarak 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın uygulanamayacağı, eldeki davada davacının tenkis isteğinin de bulunmadığı gözetildiğinde 658 (yeni 107 ada 28) parsel sayıl taşınmaz yönünden davanın kabul edilerek iptal -tescile karar verilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, muris muvazaası iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK’nun 190. maddesi ve TMK’nun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırmak amacıyla yapıldığının ispat yükü davacıdadır.
    Eldeki davada, dava konusu ...(yeni ... ada ...) ve ...(yeni ... ada ...) parsel sayılı taşınmaz, ... parselin ara malik ... vasıtası ile ) temliklerinin mal kaçırma amacı ile yapıldığı iddiası kanıtlanamadığı gibi, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın çocuklarıyla beşeri ilişkilerinin iyi olduğu, aralarında husumet bulunmadığı, mal kaçırmaya ilişkin somut bir olgunun ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; temlikin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davacı tarafından HMK"nın.190. ve TMK"nın 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Kabule göre de, gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, yeni parsel numaraları üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, dava konusu taşınmazların yenileme çalışması kapsamında ada ve parsel numaralarının değiştiği gözetilmeksizin kaydı kapatılan parseller esas alınmak suretiyle infazı mümkün olmayacak biçimde hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi