3. Hukuk Dairesi 2015/13694 E. , 2016/2152 K.
"İçtihat Metni"Davacı ..."e velayeten, kendisine asaleten .... ile davalı ... aralarındaki tazminat davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.05.2014 günlü ve 2012/476 E.- 2014/305 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 24.06.2015 günlü ve 2014/15454 E.- 2015/11778 K. sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin desteği ...."in, 31.05.2005 tarihinde, elektrik direğindeki arızayı onarmak için çevresinde hiç bir engel ve korkuluk olmayan direğe çıktığını, elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, davalının ağır özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle 1987 doğumlu desteğin henüz 18 yaşındayken hayata veda ettiğini, geride eşi ve bir çocuğunun kaldığını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, davacı eş ... için 10.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi, çocuk ... için 10.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, öncelikle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, müvekkili şirketin ikametgah adresinin ... olduğunu, olayın ..."de meydana geldiğini, davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, olayın oluşumunda müvekkilinin kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, davacıların murisi ..."in, arızaya müdahale etme yetki ve görevi bulunmadığı halde, müvekkilinin izni ve bilgisi olmadan, elektrik direğine çıkması sonucu olayın meydana geldiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan kaynaklanan zararı başkasına tazmin ettiremeyeceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 01.11.2011 tarihli ilamla davacı vekilinin kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılmış, 11.06.2012 tarih, 2012/6712 E., 2012/10107 K. sayılı ilamla, davacılar vekilinin dava dilekçesinde adli yardım isteminde bulunduğu ve mahkemece bu istemin kabul edildiği, adli yardımda yararlanma istemleri kabul edilen davacıların, yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulması gerektiği gerekçesiyle yargılama masrafları resmi ödenekten karşılanarak yargılamaya devam edilmesi ve toplanılacak deliller çerçevesinde karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişi heyetinden rapor alınmış, rapor doğrultusunda, davacıların murisinin ölümünde davalı elektrik dağıtım şirketinin kusurunun olmadığı, oluşan zarar ile davalı arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmü; davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyanın temyiz incelemesi Dairemizce yapılmış, 24.06.2015 tarih, 2014/15454 E.; 2015/11778 K. sayılı ilamla "...Her ne kadar davalı ağır özen yükümlülüğü doğuran hizmet yürütmekte ise de, dosya kapsamına göre olay tarihinde reşit olan ve elektrik işi yapan murisin, olayın meydana geldiği elektrik direğindeki arızayı davalı kuruma bildirerek, arızanın davalı kurum tarafından giderilmesi gerektiğini yaptığı iş gereği bilmesi gerektiği ve bu itibarla somut olayda tamamen kusurlu olduğunun anlaşıldığı" gerekçesiyle, mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş; Dairemizin onama kararına karşı, bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava; desteğin ölümünden kaynaklanan, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davacıların desteğinin ölümünden, davalı elektrik şirketinin sorumlu tutulup tutulamayacağı, buna bağlı olarak da, davacıların, elektrik dağıtım şirketinden tazminat istemlerinin kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki eksikliklerden doğan zararlardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK m.69; BK m.58) Bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması bir yapım eksikliği sayılır.Koruma kapsamında, tesisatı tetkik ve muayene etmek de vardır.
Yapı malikinin sorumluluğu, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Bu nedenle, bu tesislerden meydana gelmiş bir zararın bulunması halinde, zararla tesisin faaliyeti arasında uygun illiyet bağı olması ve hukuka aykırılık unsurları gerçekleştiği takdirde, kusur aranmaksızın sorumluluk doğacaktır. Kaldı ki, bu tesisin yapımındaki bozukluk ve bakımındaki eksiklik de tesis sahibinin kusurunu gösterir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Elektrik tesisleri de yapı eseri niteliğindedir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği 5. maddesi gereğince; kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalı ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.
Ağır özen yükümlülüğü doğuran bir hizmet yürüten davalı, gerekli güvenlik uzaklıklarına uymak, dava dışı şahıslar ya da kurumlarca güvenlik uzaklıklarının ihlal edilmesi halinde gerekli denetim ve koruma önlemlerini almakla yükümlüdür. Buna göre, davalı elektrik dağıtım şirketi, yüksek gerilim iletkenlerine güvenli yaklaşma sınırının aşılmamasını sağlayıcı önlemleri almalı, gerekli uyarı levhalarını herkesin kolaylıkla görebileceği yerlere koymalı, bu tesislerin can ve mal güvenliğine zarar vermemesi için yerleşim yeri dışındaki tesislere oranla çok daha kısa aralıklarla kontrollerini yapmalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; babasıyla birlikte, elektrik işiyle iştigal eden, bir ayağı protezli 01.08.1987 doğumlu ..."in, 31.05.2005 günü, elektrik arızasını gidermek için ... Mahallesi, ... Sokakta bulunan elektrik direğine tırmandığı, şehir şebekesine elektrik kablosunu bağlamaya çalıştığı sırada düşerek, yaşamını yitirdiği, ölümünden bir ay sonra çocuğunun dünyaya geldiği anlaşılmaktadır.
Olay sonrası İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Büro Amirliği tarafından düzenlenen 31.05.2005 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu ekindeki fotoğraflardan; davaya konu olayın meydana geldiği elektrik direğinde uyarıcı levhanın olmadığı, direğe çıkılmasını engelleyici korkuluğun eğik olduğu, direğin, yerleşim alanın içinde, herkesin kolaylıkla çıkabileceği bir durumda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Soruşturma dosyasında elektrik mühendisi ..."nın hazırladığı bilirkişi raporunda; demir direkte ikaz edici ve uyarıcı ölüm tehlike levhasının bulunmadığı ve korkuluk tertibatının üzerinde kaynaklı bulunan yuvarlak demir çubukların bazılarının aşağıya doğru eğilmiş olduğu, bunların direğe çıkılmasını engelleyecek şekilde düzeltilmediği, periyodik kontrollerin zamanında yapılmadığı tespit edilmiştir. Ceza davasının yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda da; direkte uyarıcı levhanın olmadığı, direğe çıkılmasını engelleyici korkuluğun eğik olduğu rapor edilmiştir.
Tüm bu rapor ve bilgilere rağmen, hükme esas alınan 14.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda; tırmanma engeli ve ölüm tehlike levhası hakkında bir bilgi bulunmadığı, olaydan dört yıl sonra keşif yapıldığı, dört yıl içinde ölüm tehlike levhasının sökülmüş olacağı, olay tarihinde tırmanma engelinin şartnamesine uygun şekilde olabileceği düşünülerek, davalı ..."a kusur izafesinde bulunulmaması gerektiği rapor edilmiş, 31.05.2005 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu ekindeki fotoğraflar ve soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu göz ardı edilerek, direkte uyarıcı levhanın olmadığı, direğe çıkılmasını engelleyici korkuluğun eğik olduğu, direğin, yerleşim alanın içinde herkesin kolaylıkla çıkabileceği bir vaziyette bulunduğu hususu nazara alınmaksızın, eksik incelemeyle rapor tesis edilmiş; mahkemece de, yetersiz bu rapor doğrultusunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar, davacıların murisi, olay tarihinde 18 yaşında yetişkin biri olarak, elektrik direğine çıkmakta kusurlu ise de; davalı elektrik dağıtım şirketi, ağır özen yükümlülüğü doğuran bir hizmet yürütmekte olup, yaptığı iş itibariyle her türlü önlemi alması gerektiğinden, direkte uyarıcı levhanın olmaması, direğe çıkılmasını engelleyici korkuluğun eğik olması, direğin, yerleşim alanı içinde herkesin kolaylıkla çıkabileceği bir vaziyette bulunması nedeniyle; somut olayda, davalının, gerekli güvenlik önlemini alma konusunda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği açıktır.
Bu bağlamda, davacıların murisinin ölümünden, davalı elektrik dağıtım şirketinin tamamen kusursuz olduğundan söz edilemez. Davacıların murisinin çıkmaması gereken elektrik direğine çıkmış olması davalının sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu husus, ancak tazminatın kapsamıyla ilgili olup, belirlenecek miktarın tayininde gözönüne alınmalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının yaptığı işin mahiyeti gereği yüksek özen yükümlüğü bulunduğunun ve direkte uyarıcı levhanın olmaması, direğe çıkılmasını engelleyici korkuluğun eğik olması, direğin yerleşim alanı içinde herkesin kolaylıkla çıkabileceği bir vaziyette bulunması nedeniyle, davalının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının kabulü ile; desteğin ve davalının kusur oranları bu kapsamda yeniden belirlenerek, hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Mahkeme kararının açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmakla, davacı tarafın bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 24.06.2015 tarih, 2014/15454 E.; 2015/11778 K. sayılı onama kararının kaldırılarak, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/476 E.; 2014/305 K. sayılı mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplere binaen BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.