11. Hukuk Dairesi 2018/1071 E. , 2019/624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09/05/2017 tarih ve 2013/422-2017/366 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23.279 TL"nın altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ve yetkilisinin ... dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa 27.000,00 DM para verildiğini, müvekkili ..."a ortaklık durum belgesi verildiğini ve 14.085,00 DM parasının olduğunun bildirildiğini, yatırılan paranın iade edilmediğini, davalı tarafın para toplamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ortaklık ilişkinin bulunmadığının tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL’nin tahsilini istemiş; ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 12.910,67 TL"ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı ile davalı şirket arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, davalı şirkete ait pay defterine göre davacının pay sahibi olduğunu, şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri isteyemeyeceğini, davacı tarafın dayandığı belgedeki imzaların müvekkili şirketle hiçbir ilgisinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kar payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, SPK tarafından gönderilen yazı ve CD"lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, buna göre SPK kayıtlarına göre davalının davacıdan 13.725,00 Euro tahsil ettiği, mahsup sonucu bakiye 10.725 Euro davacı alacağı kaldığı, davacı talebi 7.201,55-Euro’nun dava tarihi itibariyle TL karşılığının 12.910,21-TL olduğu, davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceği, ayrıca davalı yöneticilerin MK’nın 50. maddesi ve TTK’nın 321/son maddesi gereğince de oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle,davanın kısmen kabulüne, davacının davalı ...nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 12.910,21 TL"nin temerrüt tarihi dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı şirket vekili, davacının hisselerinin bir kısmını belge karşılığında dava dışı Baco Assets Inc.’ye devrettiğini ve bedelini aldığını, belgede devir eden ve devralanın imzasının bulunduğunu, davacının devreden olarak belgeyi imzaladığını savunmuş, davacı vekili ise anılan belgeye ilişkin müvekkiline ödeme yapılmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, davalının söz konusu savunması; ... Grubu şirketleri ile Baco Assets Inc. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, ancak bu yabancı şirketten temin edilen kredilerin kredi niteliği taşımadığı, ... Grubu şirketlere sermaye olarak konulması planlanan tutarlar olduğu şüphesini uyandırdığı, bu nedenle davalının anılan belgeye dayalı olarak ödemede bulunulduğu savunmasının nazara alınamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Oysa, davacının yargılama sırasında zaman içerisinde bir kısım parasını geri aldığını karşılığında belgeler verildiğini belirttiği ve bu durumun davacı tarafından sunulun “ortaklık durum belgesi” isimli belgeden de anlaşıldığı, davacının, bir kısım hisselerinin Baco Assete Inc.’ye devredildiğini gösteren belgedeki imzaya açıkça itiraz etmediği, sadece davalı tarafından bu belgeye istinaden ödeme yapılmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davalı tarafından sunulan “Baco Assets Inc.” başlıklı belgeyi, davacının, 1.565,00 DM’yi teslim aldığını belirterek imzaladığı yönündeki savunması ve davacının bu imzaya açıkça itirazının bulunmadığı, borcu söndüren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ödeme vakıası ile ilgili olmayan yazılı gerekçeyle davalının anılan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Ayrıca, dava ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, anılan mahkemece verilen karar Dairemizin 20.06.2011 tarihli 2010/212 Esas, 2011/7437 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonrasında yetkisizlik kararı verilerek dava ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, işbu dosyada görülmeye devam etmiştir. Davacı vekili tarafından, 28.07.2015 tarihli dilekçeyle alacak miktarı 12.910,67 TL olarak ıslah edilmiştir. Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 23/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.