Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13799
Karar No: 2013/2860

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/13799 Esas 2013/2860 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/13799 E.  ,  2013/2860 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı-davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında,.... Köyü, 215 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı sırasıyla, 783,02 m²; 698,11 m² ve 964,15 m² yüzölçümündeki taşınmazlar 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden oldukları gerekçesiyle, tutanaklarının beyanlar hanesine 2/B madde ve 215 ada 8 parselde kullanım şerhi verilmeksizin tarla niteliğiyle, 215 ada 6 parselde davalı gerçek kişilerin miras bırakanı .... ve 215 ada 7 parselde ... lehine kullanım şerhi verilerek, tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
    Davacı ..., dava konusu taşınmazlardan 215 ada 6 parsel sayılı taşınmazın köy tüzel kişiliğinin kullanımın da olmasına rağmen beyanlar hanesine hatalı olarak davalı gerçek kişilerine miras bırakanı .... lehine kullanım şerhi verildiği iddiasıyla, 215 ada 6 parselin beyanlar hanesine köy tüzel kişiliği lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen dosya davacısı ..., dava konusu 215 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kendi kullanımında olmasına rağmen hatalı olarak davalı ... lehine kullanım şerhi verildiği iddiasıyla, 215 ada 7 parselin beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen dosya davacısı ...,.... Köyü, 90 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan OS 11283-11284-11285 hatlarının içinde bulunan yaklaşık 2000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın kullanım kadastrosuna konu edilmediğini, aynı yerde bulunan diğer arazi parçasının da kendi kullanımında olmasına rağmen 215 ada 7 parsel sayısıyla davalı ... lehine kullanım şerhi verildiği iddialarıyla, hakkında tutanak düzenlenmeyen 2000,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz ile 215 ada 7 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde lehine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen dosya davacısı Hazine vekili, dava konusu 215 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğü ve eksik ölçülen bölümün taşınmazın güneyinde yer alan Sahil .... Köyü 90 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiği iddiasıyla, tesbitin iptali ve Hazine adına tescil istemiyle dava açmıştır.

    Mahkemece, 1086 sayılı H.U.M.K’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, davacı ... (...) ile birleşen dosya davacısı ...’ın davalarının reddine, birleşen dosya davacısı ...’un davasının kısmen kabulüne ve dava konusu .... Köyü, 215 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile 215 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kullanıcı şerhi verilmeksizin ham toprak vasfıyla kadastro tesbiti gibi Hazine adına, 215 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kullanıcı şerhi verilmeksizin orman vasfıyla Hazine adına, 215 ada 8 parselin beyanlar hanesine, “Bu taşınmaz Ali oğlu 1913 doğumlu .... mirasçılarının zilyetliğindedir” şeklinde kullanım şerhi verilerek kadastro tesbiti gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine, davacı ....’un dava ettiği, OS 11283-11284-11285 hatlarının içinde bulunan ve 215 ada 8 parsel ile tapulu 90 parsel arasında kalan kısımla ilgili davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı-davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22.06.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 25.06.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
    Mahkemenin 29.03.2012 tarihli kısa kararında “davacı ..."ın davasının reddine, birleşen dosya davacısı ..."un davasının kısmen reddine, kısmen mahkemenin görevsizliğine, birleşen dosya davacısı ..."ın davasının reddine ve .... Köyü 215 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ham toprak niteliği ile ... adına kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhlerinin kaldırılmasına, 215 ada 7 parsel sayılı taşınmazın eylemli orman niteliği ile ... adına kadastro tesbiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhlerinin kaldırılmasına,” karar verilmiş iken, hüküm fıkrasında ise, kısa kararda hakkında hüküm kurulmayan .... Köyü, 215 ada 8 parsel de hükme eklenerek hüküm kurulmuştur. Bu suretle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (H.M.K madde 298/2). Asıl olan, duruşma tutanağına yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhim ile birlikte yargılamadan elini çekmiş olan hâkim tefhim ettiği kararı taraflara tebliğ etmek durumundadır. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunludur. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasının gerektiği öngörülmüştür. Asıl talepler bakımından kısa kararda hükmedilmeyen bir hak ve yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olması veya tersi bir durumun çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. İçtihadı Birleştirme Kararında; çelişkinin varlığı tesbit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu sebeple bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bu sebeple mahkemece bozmadan önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 18/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi