10. Hukuk Dairesi 2014/5097 E. , 2015/3175 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin; .... Sigortası"na giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile hak ettiği aylıkların yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı; 23.09.2013 tarihinde davalı Kuruma müracaat ederek ..."da Türk vatandaşlığında geçen süreleri 3201 sayılı Kanun uyarınca 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında borçlanmak istediğini ancak davalı Kurum tarafından talep tarihinde Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini iddia ederek; yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin, ... Sigortası"na giriş tarihi olan 03.02.1982 tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile hak ettiği aylıkların yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının 12.05.1997 tarihinden önceki yurtdışı çalışmalarını borçlanabileceğinin tespitine, davalı Kurum tarafından uyuşmazlık çıkarılmadığı gerekçesiyle dava açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle sair taleplerinin reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulama ve içtihatları ile 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu"nun 20. ve 29"uncu maddeleri gereğince, Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma başvurusunda bulunduğu tarihte Türk vatandaşı olmayan kişilerin 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanma istemlerinin, Türk vatandaşlığının yitirildiği tarih öncesine ait süreler yönünden kabul edilmesi gerekmekte olduğundan Mahkemenin davacının yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğine ilişkin kabulünün yerinde olmasına göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hüküm davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre tesis edilir. Ancak sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin davalarda, prim ödeme şartının dava tarihi itibariyle bulunmasa da yargılama aşamasında gerçekleşmesi mümkündür. Bu durumda; Anayasa"nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141"inci maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm; 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30"uncu maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme; sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilklerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında; davacının yeni bir dava açmasına sebebiyet verilmeden davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, ... Sigortası"na giriş tarihini içerecek şekilde ve borçlanma talep tarihinde ki şartlar çerçevesinde yurt dışı borçlanması, usûlünce sağlanarak borçlanmanın varlığı halinde, sigorta başlangıcına hükmedilmesi ve bağlı olarak tahsis koşulları değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.