3. Hukuk Dairesi 2020/1551 E. , 2020/2867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, ..."in taraflarınca işletildiğini, davalı SGK ile 13/01/2010 tarihinde optik sözleşmesinin imzalandığını, davalı kurum tarafından 30/07/2010 tarihli karar ile, 2008 tarihli sözleşmenin 6.3.19 maddesi uyarınca sözleşmenin 5 yıl süre ile feshedilerek 5.000,00 TL cezai şartın uygulanmasına karar verildiğini, bu uygulamaya dayanak olayın ise 1 adet gözlük alımı yapan sigortalı ..."ın optikten hiç gözlük almadığı ve ilgili hastanede hiç muayene olmadığına dair beyanı olduğu, bahse konu sigortalının beyanının aksine ... Devlet Hastanesi"nde muayene olduğuna ilişkin barkodun olduğu, ayrıca davalı SGK ile aralarında 2008 tarihli bir sözleşmenin bulunmadığını, 2010 yılında imzalanan sözleşmedeki 6.3.19 maddesinin ise başka bir yaptırım içerdiğini, olaya 2010 tarihli 6.3.5 nolu hükmün uygulanması gerektiğini belirterek işlemin iptalini talep etmişlerdir.
Davalı, yapılan inceleme ve araştırmada bir kısım sigortalıya garanti belgesi verilmediğini, sigortalı ..."ın ise muayene olmadığını ve davacı optikten gözlük veya cam almadığını belirttiğini, hazırlanan denetim raporu ile taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3.19. maddesi uyarınca sözleşmenin 5 yıl süre ile feshedildiği ve 5.000,00 TL cezai şart işleminin uygulandığı, işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabülüne ilişkin kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 15/11/2017 tarihli, 2015/27399 Esas ve 2017/11157 Karar sayılı ilamıyla, taraflar arasında 26/01/2009 tarihli optik sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşmenin 6.3.19. maddesinin, 30.07.2010 tarihli kararda belirtilen maddeyle aynı olduğu, bu durumda 30/07/2010 tarihli kararın 4. maddesindeki “2008 yılı” ibaresinin, 2009 yılı yazılacakken maddi hata ile sehven yanlış yazıldığı düşünülerek taraflar arasındaki 2009 yılı sözleşmesi de değerlendirilmek suretiyle, gerektiğinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli başkaca bilirkişi raporu tanziminin de sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği, belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra taraflar arasında bulunan 26/01/2009 tarihli sözleşmenin yürürlük döneminin 26/01/2009-31/12/2009 tarihleri arasında olduğu, cezai şart ve fesih işleminin 12/08/2009 tarihinde ... Devlet Hastanesi"nde yapılan muayene ve neticeten ..."ten yapılan gözlük alımına dayandırıldığı, 2009 tarihli sözleşmesinin 6.17. maddesinde "Feshe sebebiyet verecek fiiller hangi tarihte işlenmişlerse işlendiği tarihte yürürlükte olan sözleşmenin hükümlerine tabi olacağı" hususunun hüküm altına alındığı, bu halde yapılan işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı tarafından alınan fesih ve cezai şarta ilişkin kararın iptali talebine ilişkindir.
1- Davacılar ile davalı kurum arasında düzenlenen ve 26/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Optik Sözleşmesinin 6.3.19.maddesi "Reçete muhteviyatı, gözlük cam/çerçeve/kontak lens verilmeden verilmiş gibi göstererek fatura edildiğinin kurumca tespit edilmesi halinde 5.000,00 TL cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 5 yıl süreyle sözleşme yapılmaz" düzenlemesini içermektedir. Mahkemece yapılan araştırma ve dinlenen tanık beyanları ile davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı ile SGK arasında imzalanan en son sözleşme 13/01/2010 tarihli Optik Sözleşmesi olup, söz konusu fesih işlemi fiilen bu sözleşme için uygulanmış olmaktadır. Davalı tarafından muarazanın ortaya çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 2010 yılı optik sözleşmesinin 6.17. maddesi; "Bu sözleşmenin yürürlük tarihinden önce, herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen Kurumlarca sözleşmesi feshedilen müessesenin yazılı talebi halinde Kurumca sözleşmesi feshedilen mesul müdürün yeniden sözleşme yapmak istemesi durumunda, müessenin talebi halinde, feshe neden olan eylemler için bu sözleşmedeki cezai şart ve ve fesih hükümlerinin uygulanır." hükmünü taşımaktadır. Bu çerçevede davaya konu fiile ilişkin müeyyide 2010 yılı optik sözleşmesinin 6.3.18 maddesinde; "Reçete muhteviyatı, gözlük cam/çerçeve/kontak lens verilmeden verilmiş gibi göstererek fatura edildiğinin kurumca tespit edilmesi halinde 20 bin TL cezai şart uygulanır ve 6 ay süre ile sözleşme feshedilir. Aynı fiilin tekrarı halinde, 20 bin cezai şart ve 3 yıl fesih uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki 13/01/2010 tarihli sözleşme hükümlerinin de mahkemece değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği halde bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31.maddesi uyarınca hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Her ne kadar hakim, delillerin toplanmasında pasif rol almış ise de, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında bazı delillere resen başvurabilme hakkına sahiptir.
Somut olayda, davaya konu cezai işlem, sigortalı ... tarafından davalı kuruma yapılan şikayetler üzerine davalı kurum görevlilerince alınan ifadelere dayanmaktadır. Mahkemece, sigortalılardan ..."ın soruşturmada alınan ifadesi yeterli görülüp davalı kurumun yaptığı teftişte alınan ifadelere itibar ederek hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık maddi vakıaya ilişkin olmakla hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde işlem ilgilisi olan tanık ..."ın dava edilen işlemin konusu olmakla işlem ilgilisi (tanık) olarak dinlenmesi gerekmektedir. Bunun dışında, dosya kapsamında sigortalı ..."ın 12/08/2009 tarihinde ... Devlet Hastanesi"nde Dr. ... tarafından muayene olduğuna dair belge bulunmaktadır. Bu halde mahkemece, sigortalı ..."ın tanık olarak beyanı alınarak dosya kapsamında yer alan muayene kaydı sorulmak sureti ile cezai işleme konu eylemin aydınlatılması ve dosyanın yeni bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.