11. Hukuk Dairesi 2018/4026 E. , 2019/627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ .... HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/02/2017 tarih ve 2016/32 E. - 2017/92 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi’nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/1215-2018/591 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin istediği zaman geri alabileceği için davalılara, bir belge karşılığında 93.900 DM yatırdığını, davalıların halen müvekkilinin parasını ödemediğini, müvekkilinin davalılara ödediği rakamın bizzat davalılar tarafından verilen SPK kayıtlarında yer aldığını, müvekkilinin parasının ödenmesi isteğinin reddedilmesi nedeniyle müvekkilinden kanunlara aykırı ve planlı bir faaliyet sonucu tahsil edilen paranın geri alınabilmesi için alacaklarının cüzi bir kısmı için ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/78 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ancak davanın ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verildiğini, işbu dava alacağının ise kalan kısmı ile ilgili olduğunu, müvekkilinin alacağını kanıtlayan yeni delillerin ortaya çıktığını, bu deliller ile kapsamlı bir bilirkişi incelemesi yapılması suretiyle gerçek durumun ortaya çıkacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000 Euro"nun ödendiği tarihten itibaren ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının işbu davadan önce ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/78 Esas sayılı dosyası ile tarafları, konusu ve sebebi aynı olan dava ikame ettiğini, davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, kesin hüküm nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Taraflar arasında görülen ve kesin hükme konu olan ilk davada, davacı vekilinin, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini talep ettiği ve mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İşbu davada ise davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki ortaklık ilişkisi dışında, pay devri sırasında müvekkilinden payların nominal değerinin çok üzerinde haksız olarak tahsilatlar yapıldığı iddiasıyla müvekkilinden haksız olarak nominal değerin üzerinde fazladan ödenen paranın tahsilini talep etmiştir.
Bu durumda, davacının ilk davasının sebebi ile davacının işbu davasındaki talebinin sebeplerinin farklı olduğu ve ilk davanın bu talep için kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ayrıca işbu davada, davacı vekilinin, müvekkilinin davalı şirkete ortak olduğunun zımnen kabulü ile payların nominal değerinin çok üzerinde tahsilat yapıldığını ileri sürerek müvekkili tarafından fazladan ödenen paranın tahsilini talep ettiği gözetilerek; işin esasına girilip, davacının davalı şirkete pay senedi satın almak suretiyle mi yoksa devir suretiyle mi ortak olduğu, yeni pay almak suretiyle ortaklık söz konusu ise ve davacıdan nominal değer üzerinden bir bedel alınmış ise primli hisse senedi çıkarılması yolunda bir kararın bulunup bulunmadığı, payı üçüncü şahıslardan devir yoluyla almış ise davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, .../01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.