20. Hukuk Dairesi 2012/14156 E. , 2013/2965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 106 ada 18 nolu 463649, 71 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlarını tesbit çalışmalarına göre orman sahası olduğundan söz edilerek, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., zilyetliğe dayalı olarak açtığı davada, taşınmazın 10.000 m2 yüzölçümlü bölümünün kendisine ait olduğunu iddia ederek, adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı ..., aynı iddiayla 10.400 m2 yüzölçümlü taşınmazının adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalar birleştirilmiştir. Mahkemece, davacı ..."nın davaya konu yaptığı bölümün orman sayılan yerlerden olduğu, davacı ..."in davaya konu yaptığı bölüm içinde sadece (A) ile gösterilen bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davacı ..."nın davasının reddine, davacı ..."in davasının kısmen kabulüne ve 106 ada 18 nolu parselin (A) ile gösterilen 4895,65 m2 yüzölçümlü bölümünün davacı adına tapuya tesciline, geriye kalan 458753,56 m2 yüzölçümlü bölümün tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadasto çalışması ile birlikte ilân edilen, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince 2002 yılında yapılıp tamamlanan orman sınırlarının tespiti çalışması bulunmaktadır.
1) İncelenen dosya kapsamına, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 106 ada 18 nolu parselin temyize konu (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davalı ... Yönetimin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; her ne kadar mahkemece, (A) ile gösterilen bölüm yönünden davacı ... yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; keşifte zilyetlik tanıkları dinlenilmemiş dinlenen yerel bilirkişiler ise, taşınmazın önceleri hiç kullanılmadığı, yaklaşık 10 yıl önce bağ dikildiğini belirttiklerinden, uzman ziraat mühendisi bilirkişinin, taşınmazın kullanım durumuna ilişkin doyurucu bilgi vermemiş olması duraksamaya neden olmuştur. Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle
zilyetliğe dayanmaktadır. Zilyetlik maddi bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir.
O halde; mahkemece, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, temyize konu (A) ile gösterilen bölümün zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, taraflardan tanıkları sorulup, usûlünce taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenip, tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.