16. Hukuk Dairesi 2014/908 E. , 2014/978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TERME SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2012/568-2013/248
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu S.. Köyü çalışma alanında bulunan 685 parsel sayılı 5.895 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin şerh verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sonucu taşınmazın 1995 yılından beri Ali oğlu H.. Y.."ın kullanımında olduğu ve üzerindeki fındık fidanlarının da Ali oğlu H.. Y.."a ait olduğu tapu kaydının beyanlar hanesine şerh edilmiştir. Davacı Y.. B.., taşınmazın muris Y..B.. mirasçılarının kullanımında olduğunu ileri sürerek 14.09.2012 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 685 parsel sayılı taşınmazın "kadastro tespitinin iptali ile 2/B vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline", tapu kaydının beyanlar hanesine payları belirtilmek suretiyle Y.. B.. mirasçılarının kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Yasa"nın Ek-4 maddesi uyarınca yapılan güncelleme tespitlerine karşı, güncelleme çalışmalarının askı ilanına çıkarılması halinde askı ilan süresi içinde açılacak davalarda 3402 sayılı Yasa"nın 11 ve 26. maddeleri uyarınca Kadastro Mahkemeleri, çalışmaların askı ilanına çıkarılmamış bulunması halinde ya da askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Güncelleme çalışmaları kesinleşerek tapu kaydının oluşmasından sonra tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi istemli davalar, kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanıcı şerhi bulunan kişilere karşı açılması gerektiği ve davacının, iddiasını Hazine ve varsa kullanıcı şerhi sahibine karşı kanıtlaması zorunlu olduğu için çekişmeli yargı işi olup tapu kaydında hak sahibinin değişmesi sonucunu doğurabileceğinden görevli genel mahkeme 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Çalışmalar kesinleştikten sonra tapuya tescil edilen taşınmazlara ilişkin açılacak davanın sadece beyanlar hanesindeki nüfus bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkin bulunması halinde ise artık taraflar arasında gerçek anlamda bir uyuşmazlığın varlığından sözedilemeyeceği ve bu davaların Hazineye karşı yöneltilmesi zorunlu olmakla birlikte, Hazine kayıt maliki olması nedeniyle "ilgili" sıfatıyla davada taraf olduğu için, bu tür davalar çekişmesiz yargı işi sayılırlar ve görevli mahkeme 6100 sayılı HMK"nın 382/2-ç fıkrası uyarınca Sulh Hukuk Mahkemeleridir.
Somut olaya gelince; Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu kabul edilerek esasa girilmek suretiyle karar verilmiş ise de bu kabul dosya kapsamına uygun değildir. Gerek dosyadaki bilgi ve belgeler ile geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen diğer belgeler ve gerekse de davacının talebi birlikte değerlendirildiğinde, davanın 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4 maddesi gereğince yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik şerhinin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan göreve ilişkin kurallar uyarınca görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup davanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulması gerekir. Mahkemece, bu hususlar göz önünde bulundurularak mahkemenin görevsizliğine karar vermek gerekirken; davanın vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de taşınmaz tapuda kayıtlı bulunduğuna göre, davanın kabulü halinde yalnızca beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile yerine yazılacak şerhi gösterir şekilde karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tapuya tesciline ilişkin yeniden hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.2.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.