8. Hukuk Dairesi 2012/797 E. , 2012/9748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Arslanköy Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.12.2005 gün ve 15/655 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı belediye vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 117 ada 35 sayılı parselin, vekil edeninin annesine miras yoluyla intikal ettiği ve annesinin de taşınmazı müvekkiline bağışladığı halde, kadastro sırasında davalı Belediye Başkanlığı adına tespit ve tescil edildiğini, davalı Belediye"nin kamulaştırma bedeli ödemeden taşınmazın bir kısmına 1960 yılında bir adet su deposu inşa ettirdiğini, 1978-1979 yıllarında ise bu su deposunun yanına iki adet daha su deposu yaptırdığını, vekil edeninin uyuşmazlık konusu taşınmazı 70-80 yıldır eklemeli kazandırıcı zilyetliğinde bulundurduğunu ve su deposu bulunmayan bölümlerde tarımsal faaliyette bulunmaya devam ettiğini açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı belediye başkanlığı vekili, hak düşürücü sürenin geçirildiğini, nizalı taşınmaz üzerinde Belediye"ye ait üç adet su deposunun bulunduğunu ve davacının taşınmazda kazandırıcı zilyetliğinin bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 117 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 117 ada 35 nolu parsel belgesinden, üç adet kargir su deposu ve arsası niteliğiyle 06.05.1994 tarihinde Belediye Başkanlığı adına 1957.82 m² olarak tespit görmüş ve itirazsız olarak 17.11.1995 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar arasında taşınmaz üzerinde bulunan üç adet su deposunun davalı Belediye Başkanlığı tarafından yaptırıldığı ve keşif tarihi itibari ile faal durumda olan iki depodan su dağıtımının yapıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.Teknik bilirkişinin 31.08.2005 tarihli raporunda su depolarının nizalı taşınmaz üzerindeki konumları gösterilmiştir. Dava konusu taşınmazın yüzölçümü ve su depolarının taşınmaz üzerindeki konumları birlikte değerlendirildiğinde; depoların arsanın tamamı ile bütünlük arz ettiği; başka bir anlatımla, su depoları arasında kalan ve davacı tarafından kullanılan kısmın taşınmazın bütününden ayrı düşünülemeyeceği açıktır. Davacı vekili, su depolarından birinin 1960 yılında, diğer ikisinin ise 1978-1979 yıllarında yaptırıldığını bildirmiştir. Davalı vekili, bu beyana itiraz etmemiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ise depolardan birinin 1960 yılında diğer ikisinin ise 1970 ila 1980 yıllarında yaptırıldığını açıklamışlardır. Bu durumda, davacı yanın kendisini bağlayan beyanına değer verilmesi gerekir. Öte yandan davacı taraf, taşınmaz üzerinde bulunan su depolarının yapılması eldeki davadan önce uyuşmazlık konusu haline getirildiği yönünde iddiası bulunmamaktadır. O halde, su depolarının inşa edildikleri tarih itibari ile davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kesildiğinin, başka bir anlatımla, davacının taşınmazın bir kısmında 1960 yılından, diğer bölümünde ise 1978-1979 yıllarından itibaren zilyetliğinin bulunmadığının kabulü gerekir. Öyle ise, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tarihi de göz önüne alındığında, davacının nizalı taşınmaz üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının gerçekleşmediği sabittir. Tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülürek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklandığı üzere yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 81,00 peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı belediye başkanlığına iadesine, 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.