Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile davalı B.. K..tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, paya elatma olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile 1, 5, 11 ve 68 parsel sayılı taşınmazlar bakımından elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine, 54 ve 75 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar ile davalı B.Kama tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu T..Köyü 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazların davacıların mirasbırakanı ve davalılar ile dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacıların anılan taşınmazlarda kullandıkları bir bölümün bulunmadığı, davalı B..K..."nın ise bilirkişi rapor ve krokisinde 1 parsel sayılı taşınmazda (H) harfi ile gösterilen, 5 parsel sayılı taşınmazda ise (A) ve (G) harfi ile gösterilen yerleri kullandığı saptanmak suretiyle paya elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğrudur. Davalı B..K.nın temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacıların temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazın davalı D..K..nın kullanımında olduğu, üzerinde bulunan ve yıkımı istenilen üç adet binanın ise dava dışı kişilere ait olduğu saptanmak ve ayrıca diğer davalıların da bu taşınmazı kullanmadığı belirlenmek suretiyle D..bakımından paya elatmanının önlenmesine, yıkım isteği ile diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bunun gibi, dava konusu 75 parsel sayılı taşınmazın da davalıların kullanımında olmadığı belirlendiğinden bu parsel bakımından da davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların anılan taşınmazlar bakımından temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacıların diğer temyiz itirazları yönüden ise; dava konusu 54 parsel sayılı taşınmazın davalılar Z.., B..ve D...kullanımında olduğu, kullandıkları bölümlerin bilirkişi rapor ve krokisinde ayrı ayrı gösterildiği, tapuda ise adı geçen parselin davacıların murisi ile davalılar ve dava dışı kişilerle birlikte toplam 24 kişi adına kayıtlı bulunduğu, davalı B..ın bu taşınmazda davacıların murisine ait payı 10.02.1986 tarihli düzenleme şeklindeki gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını savunarak, 1125 yevmiye numaralı senedi dosyaya sunduğu, mahkemece de anılan sözleşme uyarınca davalıların üstün hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın bu parsel bakımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa ki; taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan hak şahsi bir hak olup, davacıların miras bırakanı (ayni) mülkiyet hakkına sahiptir. Mahkemece, TMK.nun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı B."ın ödediği bir bedel varsa bu bedel kendisine ödeninceye kadar hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan; çekişmeli 5 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisinin de içinde bulunduğu 24 kişi adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, tarla niteliğindeki bu taşınmazın krokide (A) ve (G) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davalı B.., (D) harfi ile gösterilen bölümünün davalı Z.., (B),(C),(H) ve (E) ile gösterilen bölümlerinin ise dava dışı paydaşlarca kullanıldığı, keza (D) harfi ile gösterilen ve davalı Z. kullanımında olan kısımda 4 adet ev ile 1 adet temel atılan yapı bulunduğu ve davacıların bu yapılar bakımından yıkım talep ettikleri, ancak anılan yapıların davalı Z..tarafından yapılıp yapılmadığı ve halen onun kullanımında olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle öncelikle, 5 parsel sayılı taşınmazdaki yapıların kim ya da kimler tarafından yapıldığının tespiti ile tarla niteliğindeki taşınmazın özgülendiği amacın TMK nun 692. maddesi uyarınca ancak tüm paydaşların kabulüne bağlı olarak değiştirilebileceği gözetilerek, anılan yapıların davalı Z..tarafından inşa edildiği tespit edilir ise yıkıma karar verilmesi, başkaları tarafından yapıldığı anlaşılır ise o kişilerin davada yer almalarının sağlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Kabule göre de, davacıların dava dilekçesinde A.olarak bildirdikleri davalının Z..olduğunu belirterek isim yanlışlığını sundukları dilekçe ile düzeltmelerine rağmen, karar başlığında Z..ve A.."in ayrı ayrı kişiler gibi davalı olarak gösterilmiş olması da doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları belirtilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.