Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12524
Karar No: 2013/9224

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12524 Esas 2013/9224 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2012/12524 E.  ,  2013/9224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/03/2012
    NUMARASI : 2009/131-2012/204

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davacı A..açısından davanın feragat nedeni ile reddine, davacının tapu iptali tescil talebinin reddine, davacının bedel talebinin davalı H..açısından kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı H....vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 4.6.2013 Salı günü saat 10.03 "de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava vekalet aktinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil,olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; davacı A..açısından davanın feragat nedeni ile reddine,davacının tapu iptali tescil talebinin reddine;davacının bedel talebinin davalı Hüsamettin açısından kabulüne kabulüne karar verilmiştir.  Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;davacılar,kendileri ile bir kısım davalıların muris İ.. E..’nin mirasçıları olduğunu, müşterek murisin 11098 ve 11099 parsel ile 4 parsel sayılı üç adet taşınmazı miras bıraktığını, veraset intikal işlemlerinin ve miras paylaşımının kolaylıkla sağlanabilmesi için davacılardan G..ün kardeşi olan H..e, davacı A... tarafından davalı R..’a aynı noterlikten vekaletname verildiğini, bu davalıların davacı hisselerini yine davacıların haberi olmaksızın ve talimat almadan kötüye kullanarak diğer davalılara sattıklarını ve tapudan tescil yaptıklarını, taşınmazı satın alan davalıların da akraba olduklarını ve davacıların buna onaylarının olmadığını bilerek kötü niyetle bu hisseleri satın aldıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar;davalılar ise,davacıların satış yetkisini içerir vekaletname verdiklerini,iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Bilindiği üzere;Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne varki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; murisin 23.09.2004 tarihinde öldüğü,davacı G..ün davalı H..e 27.03.2008 tarihinde,diğer davacı A..nin ise yine aynı tarihte davalı R.."ı dava konusu taşınmazların satışını vs. içerir vekaletname verdikleri anlaşılmaktadır.23.05.2005 tarihinde tüm mirasçılar ile diğer mirasçı H..arasında dava konusu taşınmazların H..satışı konusunda gayrımenkul satış vaadi sözleşmesini imzaladıkları dosya kapsamı ile sabittir.
    Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde,davacıların taşınmazları 2005 yılında satıp bedellerini aldıkları,2008 yılında verilen vekaletnamenin de önceki satış vaadinin hayata geçirilmesi için verildiği,satışların iradi olduğu görülmektedir.
    Nitekim davacı A..nin davasından feragat ederken taşınmazın bedelini peşin olarak aldığını beyan etmiştir.Bu da temlikin iradi olduğunu göstermektedir. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi