Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/271
Karar No: 2014/3941
Karar Tarihi: 01.04.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/271 Esas 2014/3941 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/271 E.  ,  2014/3941 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine vekillleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında... İlçesi, ... Beldesi, ...Mahallesi 420 ada 16 parsel sayılı 1304 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliğiyle davalının zilyetliğinde olduğu ve Orman Yönetiminin kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasının bulunduğundan bahisle malik hanesi açık bırakılarak tesbit tutanağı düzenlenip mahkemeye gönderilmiştir.
    Orman Yönetimi, kadastro paftası üzerinde gösterilen (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile işaretlenen bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/12/2008 tarih ve 2008/13164-17681 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılan ve 03/07/2007 - 01/08/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılan yerler için davacı Orman Yönetimi tarafından 01/08/2007 tarihinde Hazineye husumet yöneltilerek süresinde orman kadastrosuna itiraz davasının açıldığı, daha sonra davaya konu bölümler hakkında arazi kadastro tutanağının düzenlendiği, ancak tesbit tarihinden önce kadastro mahkemesinde açılmış bulunan orman kadastrosuna itiraz davası nedeniyle tutanağın malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine devredildiği, tutanağın edinme sebebi sütununda zilyet olarak gösterilen kişinin mahkemece davaya dahil edildiği, hakkında dava açılan Hazinenin karar başlığında gösterilmediği, malik hanesi açık olarak devredilen kadastro tutanağının 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince, gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi gerektiği, ancak tarım bilirkişi ve tanık dinlenmeden yalnızca orman mühendisi bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulduğu, bu raporda da taşınmazın 1957 tarihli 1/25000 ölçekli memleket haritasında yeşil renkli orman alanında ise de 1953 tarihli hava fotoğrafında meyvelik olarak göründüğü belirtilip sonuçta herhangi bir açıklama yapılmaksızın ve çelişki giderilmeden taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu sonucuna varıldığı, mahkemece yeterli olmayan bu rapor esas alınarak hüküm kurulduğu, orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı vebağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunun karşısındaki durumunun saptanması, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmesi; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmesi, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınması; komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması; varsa, zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/07/2010 tarih ve 2010/8939-9613 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, yapılan inceleme ve araştırmanın da yetersiz olduğu, orman bilirkişileri tarafından yöreye ait 1957 tarihli memleket haritasına göre taşınmazın yeşil alanda kaldığı, 1953 tarihli hava fotoğrafında ise meyvelik olarak göründüğü, üzerinde çeşitli meyve ağaçlarının bulunduğu açıklanarak taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmişse de yapılan uygulamaya göre memleket haritasında taşınmazın konumunun gösterildiği yerin, yeşil alanda kalmakla birlikte bilirkişilerce belirtildiği gibi meyvelik sembollerinin görülmediği, orman bilirkişiler ve tarım bilirkişisi tarafından taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen meyve ağaçlarının yaşları, adedi ve cinslerinin de ayrıntılı bir biçimde açıklanmadığından hava fotoğrafının çekim tarihinde bu ağaçların var olup olmadığının anlaşılmadığı, davalının zilyetliğinin hangi tarihte başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, 20 yıllık süreye ulaşıp ulaşmadığının belli olmadığı, dolayısıyla, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde hükmünü bulan kısıtlamalar yönünden davalı yanında miras bırakan yönünden gerekli araştırma yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı, mahkemece, eski tarihli ve 1980"li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmesi, taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen meyve ağaçlarının yaşları, sayısı ve cinsinin belirlenmesi, uygulanan hava fotoğrafının çekim tarihinde taşınmaz üzerinde var olup olmadıkları, görünen ağaçların bu meyve ağaçları ya da orman ağacı olup olmadığı, 1980"li yıllara ait memleket haritası ile karşılaştırmalı uygulama yapılarak belirlenmesi, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, bu nedenle yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip bu yolda rapor alınması; çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olduğundan, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gözönünde bulundurularak komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanması; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması; varsa zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, miras bırakanlar yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7//2005 tarihli 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 01/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi