Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16878
Karar No: 2016/2649
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16878 Esas 2016/2649 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, müvekkilinin iştirak nafakasını ödeyemez hale geldiğini, nafakayı ödeyememesini işten ayrılmak zorunda kalmasına bağladı ve nafakanın aylık 400 TL'ye indirilmesini talep etti. Davalı, davacının çok uzun yıllardır aynı işyerinde çalıştığını ve çocuğun eğitim masraflarının ağırlaştığını savunarak davanın reddedilmesini istedi. Mahkeme, iştirak nafakasının 820 TL'den aylık 450 TL'ye indirilmesine karar verdi. Ancak davalı vekili kararı temyiz etti. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 hükmü gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebileceği belirtildi. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyebilir. Mahkemenin eksik inceleme yaparak karar verdiği ve davacının boşanma davası sırasında çalıştığı şirketin gelirine dair bilgi toplama konusunda yeterince araştırma yapmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu belirtildi.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 ve 331. maddeleri.
3. Hukuk Dairesi         2015/16878 E.  ,  2016/2649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki nafakanın azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ... Aile Mahkemesinin 02/11/2006 tarih 2006/518 Esas- 2006/700 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukları ..."in velayetinin davalı annesine verilip aylık 450 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın her yıl İstanbul Ticaret Odasınca belirlenen ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, nafaka miktarının her yıl artmasına rağmen müvekkilinin kazancında bir artış olmadığını, nafakayı ödeyemez hale geldiğini, daha önce .... isimli işyerinde çalışmakta iken maddi sıkıntılar nedeniyle bu işten ayrılmak zorunda kaldığını, ÜFE oranında yapılan yıllık artırımlarla iştirak nafakasının 820 TL"ye yükseldiğini ileri sürerek; iştirak nafakasının aylık 400 TL"ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolünde davacının ödenecek iştirak nafakasını kabul ettiğini, davacı tarafın beyanlarının aksine davacının çok uzun yıllardır aynı işyerinde çalıştığını, müşterek çocuğun kurs ve eğitim masraflarının da ağırlaştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile; .... Aile Mahkemesinin 2006/518 Esas- 2006/700 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk ... yararına hükmedilen ve ÜFE oranında artırılarak 820 TL olan iştirak nafakası miktarının, aylık 450 TL"ye indirilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava; iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda iradın azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
    Buna göre bu tür davalarda sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için öncelikle; tarafların boşanma davası sırasındaki mali durumlarıyla nafakanın azaltılması davasının açıldığı sıradaki mali durumların tam olarak saptanıp karşılaştırılması, ardından nafakanın indirilmesini gerekli ve haklı kılacak bir değişimin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2006 yılında anlaşmalı boşandıkları; boşanma protokolü ile davacının davalıya aylık 450 TL iştirak nafakasını ödemeyi kabul ettiği, davacının boşanma davası sırasında çalıştığı şirketten ayrıldığı, garson olarak aylık 1100 TL maaşla çalıştığı, kirada oturduğu aylık 400 TL kira ödediği; davalının ise işçi olup aylık 945 TL maaş aldığı, babası ile aynı evde ikamet ettiği, kira ödemediği, müşterek çocuğun ... öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, davacının boşanma davası sırasında çalıştığı şirkete müzekkere yazılarak, boşanma davasının derdest olduğu 2006 yılında davacının aylık ne kadar maaş aldığı, şirketten ne zaman, hangi gerekçeyle ayrıldığı hususlarının sorulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, davacının şirketten kendi isteğiyle ayrıldığının tespiti halinde ise hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesinden hareketle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi