8. Hukuk Dairesi 2012/7282 E. , 2012/9992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... (Durgu) ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Turgutlu 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 09.03.2012 gün ve 153/113 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.11.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat Serkan Baş ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken alınan ve davalı adına tescil edilen bir mesken ve bir araç bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000 TL alacağın davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, isteğini harcını yatırdığı 4.8.2011 tarihli dilekçesi ile 26.759 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu mesken ve aracın, özellikle meskenin edinilmiş mal olmadıklarını, davalı tarafından değil davalının babası tarafından alındıklarını ve oğlu davalı üzerine tescil ettirildiklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, mesken ve araç edinilmiş mal olarak kabul edilerek davacının davasının kabulü ile 26.750 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 09.10.1994 tarihinde evlenmiş, 11.03.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM"nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu 297 ada 7 parselde 3.kat 7 numaralı bağımsız mesken 11.4.2005, 45 TP 013 plakalı araç ise, 27.3.2006 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmişlerdir. Mesken ve aracın alım tarihi itibarıyla talebi katılma alacağı niteliğindedir.
Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.). Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise, devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.).
Davada istek katılma alacağı niteliğinde olup, mahkemece dava konusu taşınmaza ait tedavüllü tapu kaydı ile araca ait trafik tescil ve noterden satış belgesi getirtilmiş, davalı tarafından ne şekilde hangi tarihte edinildikleri ayrı ayrı belirlenmiş, tasfiye bakımından hangi mal rejimine tabi oldukları da gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Az yukarıda yazılı ilkeler gözetildiğinde dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, özellikle edinme tarihi itibarıyla TMK.nun 222/3.maddesine göre edinilmiş mal niteliğinde olan ve aksi davalı tarafından ispat edilemeyen, eklenecek değer veya borcu da olmadığı anlaşılan dava konusu aracın karar tarihine en yakın değeri artık değer kabul edilerek yarısı oranında 1.750 TL katılma alacağına hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin araca ilişkin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmemiştir.
Dava konusu meskene ait tapu kaydının incelenmesinde; 11.4.2005 tarihinde davalı adına tapuda satın alma ile edinildiği görünmekte ise de, tedavül kayıtlarında 16/118 arsa payının 96/166 payının davalının babası ... Durgu, 70/166 payının ise, dava dışı ... adına kayıtlı iken davalıya tapuda satış yolu ile devredildikleri görülmektedir. Bu durumda Reyhan tarafından davalıya devredilen 70/166 pay bakımından edinilmiş mal kabul edilerek artık değer hesabında dikkate alınması doğru ise de, davalının babası tarafından davalıya devredilen 96/166 pay konusunda bir inceleme yapılmadan edinilmiş mal kabul edilmesi doğru değildir.
Şöyle ki; 96/166 pay devir öncesi tapuda davalının babası ... Durgu adına kayıtlı olduğuna, toplanan deliller ve davada dinlenen tanık beyanlarında da davalının babası tarafından davalının katkısı olmadığı halde davalı adına tapu yapıldığı ifade edildiğine göre 96/166 pay tapuda satış yolu ile davalıya devredildiği görülmekte ise de BK.nun 234 ve devamı maddeleri gereğince davalının babası ... tarafından davalı ...’a yapılan bu satış ve devrin bağış niteliğinde ve davalının kişisel malı olduğunun kabul edilmesi gerekir. BK.nun 244.maddesi uyarınca bağıştan rücu konusunda genel mahkemelerde dava olanağı bulunmaktadır. Çünkü bu tür davalar Aile Mahkemelerinin görev alanı dışında kalmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu mesken bakımından 96/166 payın davalının kişisel malı, 70/166 payın ise, edinilmiş mal olarak kabul edilerek, bozmadan önceki karar tarihi dolayısıyla bozma öncesi belirlenen değer güncelliğini yitirmiş olacağından bozma sonrası verilecek karar tarihine en yakın değer belirlenerek dikkate almak, edinilmiş mal niteliğindeki 70/166 pay nedeniyle artık değer hesabında dikkate alınacak oranı tespit etmek, bu oran ile bozma sonrası karar tarihine en yakın belirlenecek değerin çarpımı ile bulunacak artık değerin yarısı oranında katılma alacağına ilişkin hüküm kurmak, gerekirse bu hesaplama bakımından uzman bilirkişi veya kurulundan (bir uzman görüş sahibi Hukukçu ve bir inşaat mühendisinden) nedenlerini açıklayıcı taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak, hüküm kurulurken davacının talebi ile tarafların kazanılmış haklarını göz önünde bulundurmak olmalıdır. Mahkemece, 96/166 payın davalıya babasından bağış ile geldiği dolayısıyla davalının kişisel malı olarak dikkate alınması gerektiği gözden kaçırılarak meskenin tamamının edinilmiş mal olarak kabul edilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 397,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 06.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.