20. Hukuk Dairesi 2014/697 E. , 2014/4129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Nazim ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Yenidal Köyü, 109 ada 37 parsel sayılı 77048 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, davalılar lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, birleşen davacılar taşınmazın tamamının kendilerine ait olduğu iddasıyla dava açmıştır.
Mahkemece gerçek kişilerin davasının feragat nedeniyle, Hazinenin davasının ispatlanamadığından reddine, 109 ada 37 parselin tesbit gibi teciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.02.2012 gün ve 2011/14135 - 2012/2480 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece, eski tarihli ve tesbit tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritaları ile hava fotoğrafları varsa amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında kalan Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, çevresi incelenmeli; taşınmazda bulunan ağaçların yaşı, sayısı, dağılımı, kapalılık oranı; bitişikteki orman parseli ile aynı özellikte ve devamı niteliğinde olup olmadıkları ziraat uzmanı vasıtasıyla saptanmalı; batıda Murat Nehrinden sonra gelen taşınmazları gösteren kenarlaştırılmış pafta getirtilerek bu yöndeki komşu parseller tesbit edildikten sonra, bu komşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları varsa dayanağı kayıt ve belgeler getirtilerek çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak nitelendirdikleri belirlenmeli, komşu parsellerin durumuna göre çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli, orman veya orman içi açıklık değilse, zilyedlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, sadece hayvan otlatmak suretiyle sürdürülecek zilyedliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı düşünülmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, asıl dava ve birleşen 2008/2 E, 2008/5 E ve 2008/15 Esas sayılı dosyalardaki davaların kabulü ile; dava konusu Bingöl İli, Solhan İlçesi, Yenidal Köyü, Düzağaç Mevkiinde kain 109 ada 37 nolu parselin kadastro tesbitinin iptali ile davacı ... adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Nazim ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, davacı ... ve ... tarafından açılan davanın, mahkemenin 15.06.2011 gün ve 2006/287-2011/191 sayılı kararı ile feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden, bu hüküm davacı kişilerce temyiz edilmediğinden ve kesinleşmiş olduğundan temyiz DİLEKÇESİNİN REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/04/2014 günü oy birliğiyle karar karar verildi.