Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4150
Karar No: 2019/5022
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/4150 Esas 2019/5022 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/4150 E.  ,  2019/5022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Ecrimisil



    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacılar, 1489 parsel ile 1477 parsel sayılı taşınmazların 2010 yılına kadar davacı ... adına 2010 yılından sonra diğer davacı ... adına kayıtlı olduğunu, davalı kurumun taşınmazları çam ağacı dikmek suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek malik oldukları dönemler de gözetilerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, müdahalenin keşfen sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile toplam 17.390 TL ecrimisilin davalıdan alınmasına dair verilen karar, davalı kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
    1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine,
    2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, tarla nitelikli 1489 ve 1477 parsel sayılı taşınmazların davacı ... adına kayıtlı iken 1489 parsel sayılı taşınmazın 03.05.2010 tarihli, 1477 parsel sayılı taşınmazın 16.03.2010 tarihli satış işlemleri ile diğer davacı ... adına tescil edildiği, davacıların aynı konu ve nedene dayalı olarak açtıkları Çivril Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/133 Esas, 2011/571 Karar sayılı davasında ecrimisil isteklerinin kabulüne karar verilerek 2006 – 2011 yılları arası ecrimisile karar verildiği, kararın derecattan geçerek 18.07.2013 tarihinde kesinleştiği, bu davada 2009 – 2010 – 2011 dönemlerine ilişkin tespit edilen ecrimisilin bir kısmının talep edildiği, Mahkemece, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğu gerekçesiyle bu dönemlere ait dava edilmeyen kalan kısmın eldeki davada karar altına alındığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
    Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
    Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
    Somut olaya gelince, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesaplama yönteminin usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki; tarım arazisi niteliğindeki çekişmeli taşınmazlarda münavebede hangi ürünlerin kullanıldığı ilçe tarım müdürlüğünden sorularak tespit edilmesi ve bu ürünlere göre ecrimisilin hesaplanması gerekirken bilirkişi raporunda bir dönem arpa, bir dönem buğday geliri üzerinden ecrimisilin hesaplandığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; yukarıdaki yazılı ilkeler doğrultusunda, usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek, tarım arazisi vasfındaki taşınmazlarda ürün gelir metoduna göre bölgede ekilen tarım ürünleri, birim fiyatları ve dekara net verim değerleri ilçe tarım müdürlüğünden sorularak, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığının, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığının belirlenmesi ve alınacak rapora göre hüküm kurulması gerekirken, ilçe tarım müdürlüğünden gerekli bilgi ve belgeler getirtilmeden, bölgede uygulanan münavebeli ürünler tespit edilip bu doğrultuda açıklamalı ve detaylı bilirkişi raporu alınmadan eksik bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı kurum vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı davalı kurum vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi