Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.07.2003 tarih, 2002/410 E., 2003/208 K. sayılı 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’na muhalefet suçu nedeniyle verilen mahkumiyet ilamına ve borçlu hakkında evvelce yapılan takip nedeniyle verilen borç ödemeleri aciz belgesine dayanılarak ilamlı takip yapılmaktadır.
Borçlunun Garanti Bankası Aş., Emekli ve Yardım Sandığı’ndan emekli maaşı almakta olduğu 20.11.2006 tarihli mal beyanı dilekçesinden anlaşılmaktadır. Borçlunun emekli maaşının tamamının bloke edildiğinden bahisle yaptığı şikayet 28.12.2006 tarih 2006/963-1001 sayılı icra mahkemesi kararı ile emekli maaşının ¼’ünün haczedilebileceğine dair verilen kararla sonuçlanmıştır. Anılan karar Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyularak verilen kararlar “emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına kesilen paraların, iadesi isteminin reddine" dair İzmir 7.İcra Mahkemesi’nce 13.09.2007 tarih 2007/760-874 sayılı karar verilmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinden borçlunun maaşından kesintilerin ve reddiyatının yapıldığı borçlu vekilinin haczin kaldırılması isteği ile mahkemesine yaptığı başvuru üzerine, mahkemece; 5510 Sayılı SGK,  5754 Sayılı Yasa’nın 56.maddesi ile değişik 93.maddesine göre, …gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceğinden bahisle emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına dair temyize konu karar verilmiştir.
506 Sayılı Kanun’un geçici 20.maddesi kapsamında kurulan sandıklar, 09.03.1983 gün ve 1983/1-1 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği gibi, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve TC.Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kuruluşlarındandır.
Geçici 20.madde kapsamındaki sandıklar, bağlı bulundukları kuruluşların personeli ile ilgili olarak, 506 Sayılı Kanun’un Sistematiği içinde Sosyal Sigortalar Kurumu’nun yüklendiği görevleri ve sağladıkları hakları yerine getirmek üzere kuruldukları için sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinin bu sandıklar için de geçerli olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle 506 Sayılı Kanun’un geçici 20.madde kapsamında kurulan sandıklarca bağlanan aylıkların 5510 Sayılı Yasa’nın 93/1.maddesi uyarınca haczi mümkün değildir.
Ancak 506 Sayılı Kanun’un 128.maddesi uyarınca kurulmuş olan sandıklardan alınan maaşların ise haczi mümkündür. Diğer taraftan 5510 Sayılı Yasa’nın 93/1.maddesinin uygulanmasından şikayet tarihi esas alınmaktadır.
İcra mahkemesince, borçlunun maaş aldığı vakıf sandıklarının statüleri incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda haczedilmezlik şikayeti hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  24.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.