21. Hukuk Dairesi 2014/7589 E. , 2014/10016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2013
NUMARASI : 2013/495-2013/639
Davacı, mavi kartlı olarak borçlanma hakkının bulunduğunun tespitine, borçlanma tutarının talebin yaptığı döneme ilişkin günlük prim oranına göre belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının borçlanma talep tarihine göre belirlenecek tutar üzerinden yurt dışında geçen süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme hükmünde nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Mahkemece, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde davacının yurt dışında geçen çalışma ve bir yıldan az işsizlik süresini borçlanmaya hakkı olduğunun ve borçlanmaya esas günlük prim miktarının başvuru tarihi olan 15.05.2013 tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiği halde kararın gerekçe bölümünde davacının yurt dışında ev kadını olarak geçen süreyi de borçlanma hakkı bulunduğunun belirtilmesi suretiyle hüküm ve gerekçe arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre,
a) Mahkemece davacının sigortalılık süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar işsizlik sürelerini borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken çalışma öncesi dönemi de borçlanma imkanı verecek biçimde " bir yıldan az işsizlik süresini borçlanmaya hakkı olduğunun" tespitine karar verilmesi,
b) Hükümde Kuruma başvuru tarihinin 15.05.2013 olduğu yazılmış ise de bu tarihin Kurum belgelerinde 24.06.2013 olarak belirtildiği anlaşılmakla bu husus Kuruma sorularak açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulması, doğru değildir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.