16. Hukuk Dairesi 2014/1478 E. , 2014/1411 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : HAVZA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2001
NUMARASI : 1997/46-2001/4
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmediği açıklanarak, tapu kayıtlarının kapsamlarının yöntemince belirlenmesi, kullanım durumunun saptanması ve tapu kayıtlarının sınırlarında okunan kişilerin kaçak ya da yitik kişi olup olmadıklarının araştırılması gereğine değinen bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı Hazine"nin davasının kabulüne, çekişmeli 452 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı A.. G.. mirasçısı H..G..tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı Hazinenin dayandığı ve 4753 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen 11.06.1964 tarih 120 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı, haritası uygulanmak suretiyle doğru olarak saptanmıştır. Davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı "hakkı karar" suretiyle oluşan Ağustos 1314 tarih 21 sıra numaralı tapu kaydından tedavül etmiştir. Bu tapu kaydının doğu sınırında okunan "H.. A.."nın 449, 450 ve 451 parsel sayılı taşınmazlar olduğu, sözkonusu parsellere revizyon gören tapu kaydının tesis kaydından anlaşılmaktadır. Komşu 453 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydı ise doğu yani çekişmeli taşınmaz yönünü "Derviş" okumakta olup, davalıların kök tapu kayıt maliki C..M.. D.. E.."dir. Yine, davalılar tapusu güney yönünü "Sırt" olarak okurken güneyde bulunan taşınmazlara revizyon gören kayıtlar da kuzey yönünü "sırt ve yol" olarak okumaktadırlar. Hal böyle olunca, davalıların tutunduğu tapu kaydının da çekişmeli taşınmaza uyduğunun kabul etmek zorunludur. Ne var ki, davalılar tapusunun kuzey sınırı "Sıva" demekle kaçak ve yitik kişi yerini okumaktadır. Sınırlarında kaçak yitik kişi okuyan tapu kayıtlarının kapsamlarının kayıt miktarına göre belirlenmesi zorunludur. Bu durumda "kaçak ve yitik kişi" yerleri, kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olduğundan kayıt miktar fazlalarının kural olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabı mümkün bulunmamaktadır. Ancak, kaçak yitik kişi yerlerinin Hazine tarafından dağıtıldığının belirlenmesi halinde taşınmazların Hazine ile irtibatı kesilmiş olacağından, koşulları varsa, kayıt miktar fazlalarının Hazineye karşı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabı mümkündür. Somut olayda, davalı tapusunun kuzey sınırı “Sıva” okumakta ise de, dosya içinde bulunan ve 521 ile 523 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtlarının tesis ve tedavülleri incelendiğinde, çevredeki mütegayyib eşhasa ait taşınmazların tevhit edilerek 1931 yılında P.. muhacirlerine dağıtıldığı, dağıtılan tapular arasında yer alan Aralık 1312 tarih 102 sıra numaralı tapu kaydının Ş.. oğlu S.."ya ait bulunduğu görülmektedir. Bu durumda davalılar tapusunun kuzeyinde yazılı “Sıva” taşınmazının devlet eliyle dağıtıldığı ve bu nedenle kayıt miktar fazlasının kazandırıcı zamanaşımı zillyetliği yoluyla iktisap edilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşiflerde alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından çekişmeli taşınmazın bir bütün olarak çok uzun süredir C.. ait ve onların kullanımında olduğu; kullanım süresinin Hazine tapusunun oluştuğu 1964 yılından geriye doğru 20 yılı aştığı ve kayıt miktar fazlası üzerinde 3402 sayılı Yasanın 46/1 ve 14. maddesinde yazılı iktisap koyullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan olgular karşısında, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün davalılara ait tapu kaydının miktarına göre kapsamı dahilinde kaldığı, kayıt miktar fazlası üzerinde ise 3402 sayılı Yasanın 46/1. maddesinde yazılı iktisap koşullarının gerçekleştiği saptandığından mahkemece davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalı taraf adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı mirasçısı H..G.."ün temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.