3. Hukuk Dairesi 2020/2296 E. , 2020/3034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin uyarlanması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve katılma yoluyla davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalı ile aralarında bulunan 01/11/2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinin 01/11/2011 tarihinde bir yıl süreli olarak yenilendiğini, 2012 yılı için kira bedelinin yıllık 24.000.-TL olarak belirlendiğini, değişen ekonomik ve fiziki şartlar nedeniyle kira bedelinin emsalleri karşısında çok düşük kaldığını belirterek yıllık kira bedelinin yeni kira dönemi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren 50.000TL olarak uyarlanmasını istemişlerdir.
Davalı, öngörülemez nitelikte olağanüstü bir durum yaşanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 01/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık kira bedelinin 34.800TL olarak belirlenmesine karar verilmiş, hükmün davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04/06/2018 tarih 2017/6795 Esas 2018/6287 Karar sayılı ilamı ile ".... Davacı kiraya verenler uzayan kira döneminde kira bedelinin uyarlanmasını istemişlerdir. Mahkemece davanın kira bedelinin tespiti davası olarak kabul edilerek kira bedeli tespiti yoluna gidilmesi doğru değildir. Ancak bu husus davacılar tarafından temyiz edilmediği için davalı lehine kazanılmış hak oluşturmaktadır. Kira sözleşmesinin başlangıcı 01/11/2010 tarihi olduğuna göre TBK"nun 344. maddesinin 1. ve 2. fıkraları gereğince bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu yerin 01/11/2013 - 01/11/2014 tarihleri arasındaki kira bedeli 27.821,65TL, 01/11/2014 - 01/11/2015 tarihleri arasındaki kira bedeli 29.282,28TL, 01/11/2015 - 01/11/2016 tarihleri arasındaki kira bedeli 29.605,01TL, 01/11/2016 - 01/11/2017 tarihleri arasındaki kira bedeli 34.726,68TL, 01/11/2017 - 31/07/2018 tarihleri arasındaki kira bedeli 23.488,18 TL olarak belirlenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve katılma yoluyla davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve kararın bozmaya uygun olmasına göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırlarını belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
Somut olayda; Taraflar arasında 01/11/2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olup, davacıların talebi 01/11/2013 tarihinden itibaren kira bedelinin tespitine ilişkin olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre, Mahkemece kira bedelinin tespiti kararı verilirken davacıların dava dilekçesinde bildirdiği 01/11/2013- 01/11/2014 dönemine ilişkin olarak kira bedeli tespiti yoluna gidilmesi gerekirken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde yer alan yargılamaya hakim olan ilkelerden “taleple bağlılık ilkesi” gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.