Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18647
Karar No: 2016/2866
Karar Tarihi: 29.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/18647 Esas 2016/2866 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı ile 2010 yılında boşanan davacı, almış olduğu cüzi nafaka dışında herhangi bir geliri bulunmadığı için yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebiyle dava açmıştır. Davalının maaşı bulunmasına rağmen nafaka ödemeleri ve diğer kesintilerle maaş almadığı anlaşılmıştır. Mahkeme, yoksulluk nafakasının takdiri ve artırılması kişilerin ekonomik güçleri oranında yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davalının gelir durumu göz önüne alındığında yoksulluk nafakasının en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, çocukların ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarına göre iştirak nafakasının takdir edilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Kanun maddeleri:
- TMK. 176/4. madde
- TMK. 327. madde, 1. fıkrası
- TMK. 330. madde, 1. fıkrası, ilk cümle
- TMK. 331. madde
3. Hukuk Dairesi         2015/18647 E.  ,  2016/2866 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ...1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2015
NUMARASI : 2015/47-2015/686
DAVACI : H.. H..
DAVALI : M.. T.
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 2010 yılında boşandıklarını, almış olduğu cüzi nafaka dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, yardıma muhtaç olduğunu, çalışacak durumda da olmadığını, evinin kira olduğunu, kızının Şanlıurfa’da lisede okuduğunu, yurtta ikamet ettiğini, tatil döneminde eve geldiğini, okul, giyim, ulaşım gibi ihtiyaçları fazla olduğundan nafakanın yetmediğini; bu nedenlerle kendisi için ödenen aylık 480 TL yoksulluk nafakasının 600 TL’ye ve müşterek çocuk Zahide için ödenen 380 TL iştirak nafakasının 600 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkarılmasına rağmen bir cevap verilmemiştir.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının takdiri ve artırılması kişilerin ekonomik güçleri oranında yapılması gerektiğinden, davalının 1167 TL aylık maaşının bulunduğu; ancak, nafaka ödemesi ve diğer kesintilerle davalının maaş almadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmektedir.
Dava, daha önce hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
Kolluk araştırmasına göre; davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, okur yazar olmadığı, aylık 450-500 TL civarında ölen babasından aylık gelirinin bulunduğu, gelir getiren menkul veya gayrimenkulünün de olmadığı, kirada oturduğu, yanında öğrenci olan 3 çocuğunun olduğu; davalının ise, tütün satışı yapan işyeri çalıştırmakta olduğu, bu işten ortalama aylık 900-1000 TL civarında gelirinin olduğu, ilkokul mezunu olduğu, daha önce kendisinin işletmiş olduğu mülkiyeti kendisine ait olan ekmek fırınını başka bir şahsa devretmiş olduğu, belirtilen adreste bulunan evin kendisine ait iken başka bir şahsa sattığı ancak, adreste kira ödemeden oturduğu, halen evli olduğu, şuan ki eşinden 2, ayrıldığı eşinden 7 çocuğunun bulunduğu, çocuklardan yanında ikamet eden olmadığı ve kullanmakta olduğu 1 adet hususi aracının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, sistemde yapılan sorguda ise; davalı adına kayıtlı 2005 model Wolkwagen ve 1986 model Kartal araç bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı ve aynı zamanda müşterek çocuk Suzan beyanında, davacının ödenen nafakayla geçimini sağlayamadığını, kardeşinin de Urfa da hemşirelik okuduğunu belirtmiştir.
TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; davalının, her ne kadar borçlarına harcanması nedeniyle emekli aylığını alamadığı anlaşılmışsa da; tütün ürünlerinin toptan ticaretini yapan dükkan sahibi olduğu, bu anlamda tacir olduğu, emekli aylığından başka dükkân gelirinin de bulunduğu, iki araç sahibi olduğu, oturduğu evde kira giderinin olmadığı, davacının ise hükmedilen nafakayla geçinemediği anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih ve davalının da gelir durumu gözetilerek nafakanın en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekmektedir.
Öte yandan, TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü,
330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü,
331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir.
Somut olayda, müşterek çocuk Zahide’nin Şanlıurfa’da hemşirelik okulunda okuduğu, yatılı kaldığı, 11. sınıf öğrencisi olduğu, okul, giyim, ulaşım gibi ihtiyaçlarının aradan geçen zamanda arttığı ortadadır.
Buna göre, mahkemece; velayeti anneye bırakılmış olan çocuğun ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayacak, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırım talebinin reddedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi