Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3164
Karar No: 2021/5587

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/3164 Esas 2021/5587 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/3164 E.  ,  2021/5587 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı ..., dava konusu İncesu İlçesi ... Mahallesi/Köyü ... ada ... parsel sayılı 21.319 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tamamının ... isimli dava dışı pay maliki adına tescil edildiğini, daha sonra kardeşi davalının ...’i taşınmazı satın aldığına ikna ederek tapuda devri sağladığını, 30-35 yıldır zilyetliğinde bulunan taşınmazın 1/2 payına ait tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Mahallesi/Köyü ... ada ... parsel sayılı 21.319 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına bağ niteliği ile tespit edildikten sonra, Komisyonun incelemesi neticesinde 02.08.1974 tarihli kararında, dayanak tapuların müstakil olmayıp, nısıf nısıf ve ... ile ... sıra numaralı tapularla bütün olduğu, tapu maliklerince tapu tesis tarihini müteakip yapılan rızai ve harici taksimde tapu hudutları dahilinde aynı ada ... ve ... parsellere ayrılmış olduğu, halen de ayrı ayrı tasarruf ettikleri açıklanarak, fiili tasarruf şekline uygun olarak nısıf hissesi ... ada ... parselde ... adına, yarı hissesinin de aynı ada ... parsel maliki ... adına tescillerine, ... oğlu ..."nün ölü olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, tutanak 31.03.1976 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare ... ada ... parsel maliki ..."nın 1979 yılında ölümü ile mirasçıları arasındaki iştirak halinin müştereke çevrilmesi ve aralarında yaptıkları rızai taksimi neticesinde ... ada ... parsel 21.07.2003 tarihinde ... oğlu ... adına tescil edilmiş, daha sonra 08.05.2007 tarihli satış işlemi ile 1/2 hissesi ... adına kayden devredilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmaza ait tutanağın kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesince, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı ... vekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, hüküm tarihinden sonra 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 7251 sayılı Kanunun 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek- 6. maddesi “Kadastro mahkemesinin veya otuzgünlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir"" hükmü gereğince temyiz incelemesi
    yapılmasına oy çokluğu ile karar verildi; dosya incelendi, gereği görüşüldü.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 23,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

    - KARŞI OY-
    Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı asliye hukuk mahkemesinde açılmış tapu iptal-tescil davasıdır.
    Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, temyiz incelemesine konu kararın değer itibariyle verildiği anda kesin olup olmadığı, bir başka ifadeyle temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Temyize ilişkin hükümler 6100 sayılı HMK da düzenlendiğine göre aynı yasanın 448. Maddesi “Zaman bakımından uygulanma” başlığıyla “ Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” Demektedir.
    Diğer yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek madde 6 ise “…kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar …..miktar veya değerine bakılmaksızın 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” Şeklindedir. Söz konusu bu düzenleme 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı yasanın 53. Maddesi ile getirilmiştir. Yürürlük tarihi ise 28.07.2020 tarihidir.
    6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesi ise “ Bölge adliye mahkemelerinin …göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur…” şeklinde düzenlenmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2.maddesi ise “ miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.” Demek suretiyle gayrımenkullere ilişkin uyuşmazlıklarda değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
    HMK’nın Temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362. Maddesinin 1-a bendi ise “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.” Demek suretiyle temyiz sınırını belirlemiştir. Bu miktarın her yıl yeniden değerleme suretiyle arttırıldığı izahtan varestedir.
    Bölge adliye mahkemeleri ise bilindiği üzere 20.07 2016 tarihinde faaliyete başlamıştır.
    Bu yasal düzenlemeler karşısında çözümlenmesi gereken husus; Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 ile Kadastro Yasasının ek 6. Maddesinin yürürlüğe girdiği 28.07. 2020 tarihi arasında hüküm altına alınan uyuşmazlıklar açısından ek 6. Maddenin uygulanıp uygulanmayacağı, bir başka ifade ile verildiği anda kesin olan bu kararlara karşı temyiz yolunun mümkün olup olmadığı hususudur.
    Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra 1086 sayılı HUMK’un 427/2 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı yine 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesinin açık hükmüdür. 6100 sayılı yasada temyiz sınırı için gayrımenkuller açısından bir ayrım yapılmamıştır.
    3402 sayılı yasanın ek 6. Maddesinin geriye yürüyeceğine dair herhangi bir düzenleme de yapılmamıştır. Genel kural, özel hukuk yargılamasına ilişkin kanun hükümlerinin yürürlük tarihinden sonra sonuç doğurmasıdır.
    Verildiği anda değer itibariyle istinaf veya temyiz sınırının altında kalan kararların o anda kesinleştiğinde ise şüphe bulunmamaktadır. Bir kararın kesinleşmesi, ya verildiği anda miktar itibariyle kanun yoluna kapalı olması, veya kanunda açıkça kesin olduğunun belirtilmesi nedeniyle, ya da kanun yolları tüketilmek suretiyle olur. Verildiği anda kesin olan hüküm bakımından artık yargılama bitmiştir. Yargılama süreci biten bir uyuşmazlık için temyiz incelemesi mümkün değildir. Kesinlik yargılamanın devamına engel bir durumdur. Hüküm verildiği anda kesin olduğu için artık tamamlanmış bir usulü işlem söz konusudur. Bu nedenle HMK 448.maddesi gereğince Kadastro Kanunu’nun ek 6. Maddesinin tamamlanmış işlemlere uygulanması mümkün değildir. Ayrıca kesin olan bu kararın lehine olan taraf bakımından usulü kazanılmış hak doğuracağı da unutulmamalıdır. Usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeninden olup usul hukukunun en önemli ilkelerinden biridir.
    Prof. Dr. Baki KURU “Miktar veya değeri temyiz (kesinlik) sınırını geçmeyen menkul (taşınır) mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.” (HUMK hükümlerine göre) derken Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 Altıncı baskı 4981.sayfasında “ Kanundan ötürü verildiği anda kesin olan bir karar temyiz edilirse, temyiz talebi (esasına girilmeden) mesmu olmadığından dolayı reddedilir. Fakat, Yargıtay, böyle bir (kesin) kararı yanlışlıkla bozarsa, bu bozma kararı ve mahkemenin bundan sonra yaptığı işlemler geçersizdir (yok sayılır)” demektedir.
    Somut uyuşmazlığa gelince, keşfen belirlenen dava konusu taşınmaz değerinin( 42.636TL) karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının (47.530 TL) altında kaldığı anlaşılmaktadır. Esasen bu nedenle Bölge adliye mahkemesi tarafından temyiz dilekçesinin değerden reddi yönünde ek karar verilmesi gerekir ise de, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, eldeki dava bakımından temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek temyiz incelemesi yapılmasının doğru olmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi