Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5384
Karar No: 2014/4238

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/5384 Esas 2014/4238 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/5384 E.  ,  2014/4238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 4196.80 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırılarak, 11.09.2006 ilâ 12.10.2006 tarihinde yapılan kısmî askı ilânı sonunda itirazsız kesinleşerek, 23.12.2006 tarihinde orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı, atalarından intikalen zilyet ettiği, yararına vergi kaydı ve zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşuları oluştuğu, taşınmazının bir bölümünün ... ada ... parsel sayısı ile kendi adına tesbit edilmişse de, diğer bölümünün ... ada ... parsel sayısı ve orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edildiği iddiasıyla, bu bölümün tapu kaydının iptali ve adına tapuya tescilini istemiş, mahkemenin 01.06.2009 gün ve 2008/209 - 529 sayılı, ... ada ... parsele karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine, ... ada ... parsele karşı açılan davanın kabulü ile bu parselin tapusu iptal edilerek davacı adına tesciline ilişkin kararı, Orman Yönetimi ve Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.02.2010 gün ve 2009/18695 - 980 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli ... ada ... sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli olmadığı, hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu raporunda en eski tarihli hava fotoğrafının 1963 tarihli fotoğraf olduğu ve buna göre taşınmazın açık alanda kaldığı açıklandıktan sonra 1953 tarihli hava fotoğrafından revize edilen 1957 tarihli memleket haritasından söz edildiği, ancak bu memleket haritasında taşınmazın ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmediği gibi, çekişmeli parselin bu haritalardaki konumunun da yöntemince gösterilmediği, bu nedenle yeniden yapılacak keşifte, getirtilen eski tarihli harita ve fotoğraflar çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi ve ayın yasa ile eklenen 5 fıkrası ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesinin "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu" hükmü gereğince, ormanlar hakkında özel yasa olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 gün 2005/20 - 327 - 377 sayılı ve 28.06.2006 gün ve 2006/20 - 467 - 494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği, gözönünde bulundurularak bu ilkelere göre değerlendirilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan araştırma sonunda bu kez, ... ada ... sayılı parselle ilgili davanın kabulüyle, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi hükmüne göre orman olarak sınırlandırma ve tesbiti kesinleşen ve Devlet Ormanı niteliğiyle tapuya kayıt edilen taşınmazın, zamanaşımı zilyetliği ve vergi kaydına dayanılarak tapu kaydının iptali ve tapuya tesciline ilişkindir.
    Her ne kadar mahkemece, Dairece verilen bozma kararına uyularak karar verilmiş, bunun sonunda taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum, başka bir değişle Daire bozma kararı uyarınca taraflar lehine veya aleyhine olacak şekilde usûlî kazanılmış hak meydana gelmiş ise de, bozmaya uyulmasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, yine uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi"nce iptaline karar verilmesi halleri, usûlî kazanılmış hakkın istisnaları olup, oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (Hukuk Genel Kurulu"nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E., 2004/19 K.). Bu istisnaların bulunması halinde Daire bozma ilamına uyulmuş olması nedeniyle tarafların lehine ve aleyhine oluşan usûlî kazanılmış hak hukukça değer taşımaz.
    Somut olayda, bozma kararından sonra, Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas - 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31.08.1956 gün ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 05.11.2003 günlü ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı olduğundan iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26.2.2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiş, bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilme imkanı sağlanmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde yazılı zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği saptanarak taşınmazın tarım arazisi niteliğiyle davacı adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetimi ve Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08.04.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi