3. Hukuk Dairesi 2015/5367 E. , 2016/2897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde;davacının broiler piliç yetiştiricisi olduğunu,31.03.2012 tarihinde davalının idare ve sorumluluğundaki elektrik hattında meydana gelen arıza neticesinde elektriklerin kesilmesi nedeniyle 29 günlük 49.800 adet pilicin kümeste ısı yükselmesi ve havasızlık nedeniyle öldüğünü,meydana gelen arızanın ENH başlarındaki leylek yuvalarının temizlenmemesi sonucu havanın yağışlı olmasının da etkisi ile arızaya sebebiyet vermesinden kaynaklandığını,bu arıza nedeniyle piliç çiftliğinde bulunan ve otomatik olarak devreye girmesi gereken jeneratörün de arızalandığını ve devreye girmediğini yine alarm kornalarının da arıza nedeniyle çalışmadığını, davalı elektrik şirketinin leylek yuvalarının temizliğini yapmayarak meydana gelen olaya sebebiyet verdiğini ve sorumlu olduğunu belirterek,toplam 182.071,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;leylek yuvalarının havanın yağışlı olması nedeniyle arızaya neden olduğunun tespit edildiğini ve arızanın giderildiğini,mahkemece yapılan bir delil tespiti olmadığını,elektrik kesintisi ile piliç ölümleri arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını,zarar gören ve 3.kişinin ağır kusurunun illiyet bağını kestiğini,meydana gelen olaya elektrik kesintisinin değil arıza kornası ve jeneratörün çalışmamasının neden olduğunu,bu durumun da illiyet bağını kestiğini,yine davacı tarafça zararına ilişkin ödeme belgelerinin de dosyaya sunulmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 46.767,75 TL maddi tazminatın 31.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.500 TL manevi tazminatın 31.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ,fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş,hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, abonelik sözleşmesine uygun olarak davacıya elektrik verilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Somut olayda,davacının dava dışı şirket ile yaptığı sözleşme uyarınca fason piliç yetiştiriciliği yaptığı anlaşılmaktadır.Sözleşme kapsamında dava dışı şirketin davacıya kilo başına 0,235 TL ile 0,400 kuruş arasında değişen fiyatlarda ödeme yapacağı belirlenmiştir.Davaya konu edilen piliçler 29 günlük iken ölmüştür.Piliçler ölmeseydi kesilebilecek hale geldikleri zaman dava dışı şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmeye istinaden dava dışı şirket tarafından teslim alınarak kesileceği sabittir.Davacı 29 günlük piliçlerin yetiştirme masrafını yapmış,kesim için teslim edileceği tarihe kadarki kalan süreye ilişkin ise günlük yetiştirme gideri yapmamıştır.Bu nedenle masraf yapmadığı bu sürenin mahkemece belirlenmesi,bu sürede davacının yapması gerekip de yapmadığı yem,altlık,elektrik,su,bakıcı vb. giderlerin tazminat miktarından düşülmesi,buna telef olan 49.800 adet pilicin temizlenme gideri de ilave edilerek davacının olayda belirlenen kusur oranı da dikkate alınmak suretiyle davacı lehine hüküm altına alınması gereken maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak, manevi zararın gideriminin hangi hallerde tayin ve takdir olunacağı BK"nun 49. madde (TBK md.58) hükmü ile belirlenmiş olması sebebiyle iki ayrı incelemeyi yapmak gerekmektedir.
Manevi zarar gideriminin BK"nun 49. maddesinden kaynaklandığı ve temel düşüncenin kişilik haklarına yapılmış saldırı sonucunda ortaya çıkan ruhsal çöküntü ve duyulan manevi acıların dindirilmesi, başka bir deyişle, saldırı ile ortaya çıkan değişikliği ortadan kaldırmak, saldırıdan önceki duruma gelmesini sağlamak olduğu kuşkusuzdur.. Başka bir ifade ile BK"nun 49/1. maddesi uyarınca manevi zarar gideriminin istenebilmesi için, kişisel varlıklara ağır bir saldırının olması ve kusurun da ağır olması gerekmektedir. TMK"nun 24 ve 25. maddelerinde koruma altına alınan hakların; BK 49. maddesinde de kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda uygulanacak yaptırımın belirlendiği açıktır.
Yerleşik Yargıtay uygulamaları ve açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde manevi zarar gideriminin verilebilmesi için gerekli olguların sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Mala verilen zararlar bu kapsamda kabul edilemez.
O halde mahkemece, somut olayda davacının bedensel bütünlüğünde bir zararın meydana gelmediği,davacının yetiştirdiği piliçlerin telef olduğu,bu olayın ise mal varlığı kapsamında olup davacının kişilik hakkını ihlal ettiği düşünülemeyeceğinden davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece;alanında uzman 3"lü bilirkişi heyetinden yukarıda ifade edilen hususlar dikkate alınmak suretiyle rapor alınarak davacı lehine hükmedilmesi gereken maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken ve davacı lehine manevi tazminata da hükmedilemeyeceği de nazara alınmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.