20. Hukuk Dairesi 2014/776 E. , 2014/4242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 16.05.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü,... Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A1) (10928.91 m2), (A2) ( 7936.41 m2), (A3) (234.97 m2), (B1) (1765.35 m2) ve (B2) (812.44 m2) işaretli taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.03.2011 gün ve 2011/36-3448 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararı özetle; "Mahkemece, taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu kabul edilerek karar verilmişse de; memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenip birbiri üzerine aplike edilmediği gibi, taşınmazlar 1963-1966 tarihleri arasında yapılan arazi kadastrosunda çalılık olması nedeniyle tescil harici bırakıldığı halde, imar ihyanın tamamlandığı tarihi belirleme açısından 1980"li yıllara ait hava fotoğrafı ve memleket haritası da getirtilerek bu haritalardaki konumları incelenmemiş, yine memleket haritasındaki münhaniler yardımı ile ve klizimetre (eğim ölçer) aleti ile taşınmazın kesin ve gerçek eğimi saptanmamış, komşu 31, 32 ve 1807 parsellere ilişkin tesbitlerin dayanağı olan tapu ya da vergi kayıtları getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu araştırılmamış, zilyetliğin başlangıcı, süresi sürdürülüş biçimi, imar ve ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı konusundaki araştırmalar da eksiktir, bu nedenle yeniden orman ve zilyedlik araştırması yapılması gerekir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, 14/01/2013 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide işaretli (A1), (B1), (A2), (B2) ve (A3) olmak üzere toplam 21.683,84 m² taşınmazın davacılar adına 1/2 pay oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1744 sayılı Kanuna göre 17.03.1982 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Kanuna göre 23.05.1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 08.05.1966 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Taşınmazlar bu çalışmada çalılık olarak tesbit harici bırakılmış, dava tarihine kadar 20 yıllık süre geçmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddesinde öngörülen zilyedlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının ... Belediyesine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08.04.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.