3. Hukuk Dairesi 2020/1854 E. , 2020/3065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ..., ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu taşınmazların satımı hususunda davalıların murisi ... ile 15.09.1999 tarihli harici gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığını, 5.000,00 TL bedel ödendiği halde sözleşme gereği tapu kaydının bugüne kadar devir edilmediğini ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile ödenen bedelin uyarlanması sonucu ortaya çıkacak miktardan şimdilik 10.000,00 TL nin hakediş tarihinden itibaren işleyecek faizi ve %25 cezai şartıyla birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ... (kendisi adına asaleten çocukları ... ve ... adına velayeten) vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmiş, diğer davalılar ... ve ... davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Vekil ile takip edilen davalarda vekaletnamenin ibrazını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 76’ncı, vekaletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması halini düzenleyen aynı yasanan 77’nci ve dava şartlarını düzenleyen yine aynı yasanın 114/f maddeleri uyarınca usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamenin dosya içerisinde bulunması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından davalılardan ... aleyhine kendisi adına asaleten çocukları ... ve ... adına velayeten dava açılmış, davalı da kendisi adına asaleten çocukları ... ve ... adına velayeten verdiği vekaletname ile yargılamayı takip etmiştir.
Ne var ki adına vekalet verilen adı geçen küçüklerin bu vekaletname uyarınca vekil ile temsil edildikleri, ancak yargılamanın devamı sırasında ve hüküm tarihinde reşit oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK"nın) 335. maddesine göre ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır. 4721 sayılı TMK"nın "çocuğun temsil edilmesi" başlıklı 342. maddesi uyarınca da ana ve baba, üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler. Ancak çocuğun ergin (reşit) olması ile velayetin, buna bağlı olarak da velinin temsil görevinin sona ereceği açıktır. Bu nedenle bir dava sırasında çocuğun ergin (reşit) hale gelmesi halinde, kanuni mümessilin (velinin) temsil görevi de sona erer ve davaya (ergin olan) çocuk tarafından devam edilir. Çocuk, ergin (reşit) olduktan sonra davasını bizzat kendisi takip edebileceği gibi kendi adına düzenlenecek vekaletname ile daha önce görevlendirilen avukatı ya da bir başka avukatı da vekil olarak ataması olanaklıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2016 gün ve 2014/3-604 E., 2016/565 K. sayılı kararı)
O halde mahkemece iş; yukarıda belirtilen yasal hükümler nazara alınarak, yargılama sırasında reşit olduğu anlaşılan ... ve ...’in kanuni temsilcileri vasıtasıyla görevlendirilen vekilin, vekalet görevinin ergin olmaları nedeniyle sona erdiğinden haberdar edilmeleri; davayı bizzat takip yahut avukat görevlendirmek suretiyle mevcut usuli sorunu ortadan kaldırabilecekleri açıklanarak, bu yönlerden karar almalarına yetecek uygun bir süre verilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde işlem yapmaktır.
Kabule göre de; mahkemece karar başlığında davalılar ... ve ...’in ismine yer verilmemesi, bununla birlikte bu davalılar yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.