3. Hukuk Dairesi 2020/701 E. , 2020/3070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın men"i ile kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından, kendisi hakkında, 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.19 maddesinin 2012 yılı protokolündeki karşılığı olan 5.3.10 maddesinde yeralan ”eczacı ya da eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacı ile kasıtlı olarak kuruma sahte ilaç küpürü, sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 yıl süreyle sözleşme yapılmaz” hükmü gereği yazılı olarak uyarılma ve 96.855,89 TL kurum zararı ve para cezası tahakkuk ettirildiğini, ancak kendisinin eczacı olup sahte rapor, reçete ve ilaç kupürü düzenlemesinin mümkün olmadığını, ilaçları ecza depolarından hukuka uygun olarak aldığını, ilaçların sahih olup hastalarca kullanıldığını ileri sürerek cezai şart miktarı olan 96.855,89 TL alacağın iptali ile ödenmiş ise tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; ... adlı ilacın kupürlerinin sahte olup olmadığının araştırılması kapsamında yapılan inceleme sonucu davacı tarafından SGK’ya fatura edilen 16 adet reçetedeki 25 adet kupürün sahte olduğunun tespit edildiğini, SGK görevlilerinin eczacılardan gelen tüm reçeteleri ve kupürleri incelemeleri ve sahte olup olmadıklarını araştırmalarının fiilen mümkün olmadığını, yapılan incelemenin şekli bir inceleme olup, örnekleme yoluyla bazı reçeteler üzerinden yapıldığını, sahteliğin kupürlerde olduğu bu nedenle hastalara verilen ilaçların sahih olduğu yönündeki iddianın yersiz olduğunu, yapılan soruşturma sonucu davacı tarafından 2012 yılı sözleşmesinin 5.3.10 (2009 protokolünün 5.3.19) ve 4.3.6 maddelerini ihlal ettiğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacı hakkında uygulanan ceza yaptırımı ve sözleşmesinin feshi süreci incelendiğinde, davalı İdare tarafından sözleşmenin; davacının haksız eylemi nedeniyle değil, üçüncü kişinin haksız eylemi ile oluşturulan sahte reçetenin kuruma fatura edilmesi nedeniyle feshedilerek, feshe neden olan reçetelerin 10 katı cezanın tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı, iğfal kabiliyeti olan belgenin eczacıya ibraz edilmesi, eczacının yasal prosedür gereği sıralı işlemleri yapması ve bu reçetelerde yazılı ilaçları ilgililerine vermek suretiyle reçete bedellerinin davalı kurumdan talep edilmesinde, gerek eczacının gerekse çalışanının bir kusurundan söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne, ... Sosyal Güvenlik Kurumunun 10.03.2014 tarih ve 19966705/9340117010558/1370915 sayılı yazısı ile tahakkuk ettirilen ceza ve fer’ilerinin iptaline karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- HMK 266.maddesine göre; ""Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.""
Somut olayda SGK tarafından; davacının, davalı Kuruma sahte ilaç kupürü fatura ettiği iddia edilmekte olup, davaya konu kupürlerin sahte olup olmadıkları ile iğfal kabiliyetinin olup olmadığı tespitinin teknik bilgi gerektirdiği açıktır. Bu halde; yukarıdaki kanun hükmü gereğince taraflardan birinin talebi ile konusunda uzman bilirkişinin görüşü alınabileceği gibi mahkemece kendiliğinden de bilirkişi görüşüne başvurulabilir. Ne var ki mahkemece, bu yönde bir inceleme yapılmadığı gibi hüküm gerekçesinde kupürlerin iğfal kabiliyetlerinin bulunduğu kabul edilmiştir.
O halde mahkemece; uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği göz önünde bulundurularak, davaya konu ilaç kupürlerinin sahte olup olmadıkları, sahte ise iğfal kabliyetlerinin belirlenmesi bakımından, öncelikle bahsi geçen kupürlerin dosya arasına alınması, ardından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.