Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8032
Karar No: 2013/10451
Karar Tarihi: 24.06.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/8032 Esas 2013/10451 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/8032 E.  ,  2013/10451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GÜLNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/01/2013
    NUMARASI : 2011/58-2013/18

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasçılar adına tescili, olmadığı takdirde ise sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının terditli olarak ileri sürdüğü muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil isteği bakımından G.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/ 109 esas sayılı kesinleşmiş kararının kesin hüküm oluşturduğu, tazminat isteği bakımından ise G.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/ 121 esas sayılı dava dosyasının davacı İ..bakımından kesin hüküm, diğer dahili davacılar bakımından ise kesin delil teşkil ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; maddi anlamda kesin hüküm, yargısal (kazai) kararlara tanınan yasal gerçeklik (hakikat) vasfıdır. Bu vasıf yargısal (kazai) kararların gerçeğe (hakikata) uygun olarak verildiğinin kabul edilmesini zorunlu kılar.Kesin hüküm kuralı, haklı ve adil kararların korunması yanında, kişiler arasındaki çekişmelerin sonsuza dek davam etmesini önlemek, toplumun istikrar ve düzenini sağlamak, hukukun ve yargının güvenirliğini korumak amacıyla da kabul edilmiştir. Bütün yasal yollar kapandıktan ve verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, toplumda sonu gelmeyen çekişmelere, huzursuzluklara, istikrarsızlıklara, kazanılmış hakların her zaman ortadan kaldırılabileceği endişesine neden olur. Çelişkili kararların çıkmasına sebebiyet verir. Bu itibarla, tarafları, mevzuu ve sebebi aynı olan Devletin iştiraki, hakimin tarafsız araştırması ve iradesi ile kurulan, tüm yasal yollardan geçmek suretiyle; diğer bir anlatımla şekli yönüyle de kesinleşen önceki hükmün korunmasında kamunun büyük yararı bulunmaktadır.
    Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 303.maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden (resen) gözönünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar.
    Somut olaya gelince; gerçekten de davacıların tazminat isteğine dayanak olarak gösterdikleri 27.07.2002 tarihli belge ile 23.11.2004 tarihli belgenin davalı F. Ş.ı hukuken bağlayan bir yönünün bulunmadığı G.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 E.- 188 K. sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2005/ 7774 E -2005/ 8156 K. sayılı ilamında açıkça belirtilmiş olmasına göre, bu istek bakımından yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Temyiz eden davacıların bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı İ..in çekişmeli 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan M.Ş..tarafından davalı F.Ş.a satış biçimindeki temlikinin aslında bağış niteliğinde olduğunu ileri sürerek, taşınmazın mirasçılar adına tescili isteğiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu istek bakımından da G.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/109 E.- 2007/28 K. sayılı ilamının kesin hüküm oluşturduğundan bahisle yazılı olduğu üzere karar verilmiş ise de, anılan dosyadaki dava dilekçesi başlığında muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı belirtilmiş, ancak dosya içeriği ve sonuçta verilen hükümde mahkemece muris muvazaası bakımından herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamış, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş, G.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 E - 2008/188 K. sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğundan bahisle dava reddedilip, Yargıtay 8 .Hukuk Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleşmiştir. G. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/121 esas sayılı dosyasında da muris muvazaasına dayanılmadığı gibi bu yönden bir araştırma da yapılmamıştır. O halde; muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından yukarıda açıklanan biçimde bir kesin hükmün varlığından söz edilemez.
    Öte yandan; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarihli 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706., Borçlar Kanunun 237. (Türk Borçlar Kanununun 288.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Bu durumda mahkemece, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteği bakımından yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi