Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6825
Karar No: 2015/3969
Karar Tarihi: 06.03.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/6825 Esas 2015/3969 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/6825 E.  ,  2015/3969 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.


    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan..... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ......... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1)Öncelikle davalılardan ..... vekilinin zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçt. Bir. Kararı)
    Davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26. maddesi kapsamında üçüncü kişiler aleyhine açılan trafik kazalarından kaynaklanan rücu davaları 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109’uncu maddesin uyarınca iki ve on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı başlangıcı ise; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, sadece birinin gerçekleşmesi bir yıllık zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttıla olduğundan, zararın ıttıla tarihi gelir yönünden onay, masraf ve ödemeler yönünden sarf ve ödeme tarihidir. Faile ıttılanın ise özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesi ya da Kurum sigorta müfettişi veya....... iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
    Somut olayda; zararlandırıcı sigorta olayı 19.02.2003 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı def’inde bulunmuş olup, ceza davasının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, zarar ve faile ıttıla tarihleri yöntemince tespit edilmeli, deliller hep birlikte değerlendirilip, zamanaşımı iddiası irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    2)Davalılardan.... kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçenin bulunmadığını belirtmiştir.
    Mahkemece davalı sigorta vekilinin bu savunması üzerinde durularak bu davalı nezdinde kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçenin bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Dosya içinde mevcut bir poliçe sureti de yoktur.
    O halde; mahkemece öncelikle davalı tarafa ait aracın kaza tarihi itibariyle trafik sigorta poliçesinin varlığı araştırılarak, varsa poliçe suretinin ilgili yerden getirtilmesinden sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    3) Diğer taraftan, 10. madde de, “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmiyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa, bu gelirlerin 22. maddede sözü geçen tarifeye göre hesabedilecek sermaye değerleri tutarı, 26. maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    İşverenin 506 sayılı Kanunun 10. maddesine göre sorumluluğu; kusursuzluk ilkesine dayanır. İş kazasında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 10. maddeye göre sorumlu tutulması gerekir.
    Bununla birlikte, işveren ve işveren vekili dışındaki kimselerin 10. maddeyle sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    4) Kabule göre de, 2918 sayılı KTK"nun 98/1, 99/1 inci maddeleriyle............Genel Şartları"nın B-2-b. maddesi uyarınca yazılı şekilde bir başvurunun varlığına karşın gerekli ödemenin yapılmaması halinde, davalı şirketin anılan düzenlemede öngörülen 8 işgünlük yasal sürenin sonunda temerrüde düşeceği, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvurulması yada hiç müracaatın bulunmaması halinde ise sigorta şirketinin temerrüdü söz konusu olmadığından, faiz başlangıcının icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul edilmesi yasal gereği gözetilmeksizin,gelir onay ve sarf tarihinden itibaren faizle sorumluluğu yönünde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
    Kuşkusuz hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı Kurum lehine oluşabilecek usuli kazanılmış hak durumu gözetilmelidir.
    O halde, davacı Kurum ve davalılardan........... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı..."ye iadesine, 06.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi