MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı gerçek kişi dava dilekçesinde,...Köyü 227 ada 9 nolu 7632,29 m² yüzölçümlü taşınmazın, adına bir katlı betonerme ev ve fındık bahçesi vasfında tesbit gördüğünü, taşınmazı üzerindeki evin Hazineye ait 257 ada 1 nolu orman parseline 38.09 m² tecavüzlü olduğu şeklindeki tesbitin ve orman sınırının iptali ile 38,09 m²"lik alanında adına tesbit ve tescili istemiyle kadastro mahkemesine dava açmış; kadastro mahkemesince 30 günlük askı ilân süresinde dava açılmadığı gerekçesiyle genel mahkemeye görevsizlik kararı verilmiş; asliye hukuk mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/10/2013 gün ve 2013/7747-8566 sayılı ilâmıyla onanmıştır.
Davacı ... 13/02/2014 tarihli dilekçesi ile kendisine yapılan onama kararı tebliğinin usûlsüz olduğunu belirterek karar düzeltme talebinde bulunmuş, mahkemenin 14/02/2014 gün ve 2011/422 E. - 2012/424 K. sayılı ek kararı ile karar düzeltme talebi süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş, ek karar davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosyada yeralan belgeler üzerindeki tebliğ ve temyiz tarihlerine göre, davacıya masraf tamamlatılmasına dair muhtıranın mahkemeye bildirdiği Boztepe adresine tebliğe çıktığı, muhatabın köyü terk ettiği gerekçesiyle tebligatın iade edilmesi üzerine bu tarihten sonraki tebligatların davalının mernis adresine çıkartıldığı, davacının bunun üzerine işlemleri tamamladığı, onama kararı tebliğinin aynı şekilde mernis adresine usûlüne uygun şekilde yapıldığı yine karar düzelme talebinin süreden reddine ilişkin ek karar tebliğinin de davalının mernis adresinde yapıldığı ve bu kararın süresi içinde temyiz edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu 11. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16 ve 31. maddesi uyarınca davalının mernis adresine tebligat yapılmasında usûlsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple, yerel mahkemenin süre aşımı yönünden temyiz isteminin reddi yolunda verdiği kararda bir isabetsiz görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının reddiyle kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.