Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava , el atmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, 3081 parsel sayılı taşınmazın çekişmeli kesiminin davacının babası tarafından davalıya satıldığı, davalının mülkiyetinde bulunan yere kavak ağaçları diktiği, haksız el atmasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişmeli 3081 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki olduğu, davalının ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakkının bulunmadığı, davalının harici satışa dayalı olarak 3081 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi A. T.. tarafından düzenlenen 22.12.2011 tarihli krokili raporda A ile işaretlenen 376,56 m² yüzölçümlü kesimine 4-5 yıl önce 15 tane kavak ağaçları diktiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanunun 706, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 237.(818 sayılı BK"nin 213. ) 2644 sayılı Tapulama Kanununun 26. ve Noterlik kanunun 60. maddesi hükümleri uyarınca tapuda kayıtlı olan taşınmazların resmi şekilde yapılmayan satışlarına hukukça değer tanınamaz ve mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmez. Bu husus, kamu düzeniyle ilgilidir ve re’sen gözetilir. Ne var ki, haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK’nun 994. maddesi ve 10.07.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Bu durum da, bedel ödenmedikçe taşınmazı haricen satın alanın taşınmazdan tahliye edilmesi istenemez. Başka bir ifade ile değinilen kişisel hak kural olarak satın alan yararına taşınmazı kullanma bakımından hapis hakkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Davalı T. İ..; davanın tüm aşamalarında 3081 parsel sayılı taşınmazın çekişmeli bölümünü davacının babası G.."den 4-5 yıl önce satın aldığını ve üzerine kavak ağaçları diktiğini belirterek davanın reddini savunmuş, keşifte dinlenen birer yerel bilirkişi ve davacı tanığıda bu savunmayı doğrular yönde beyanda bulunmuşlar ise de davalı haricen satın almaya ilişkin yazılı belge sunmamıştır.
3081 parsel sayılı taşınmaz dava tarihi itibariyle davacı adına tapuda kayıtlı olup çap iptale kadar geçerlidir. Bilindiği üzere, bir şeye malik olan kimse kanunların elverdiği ölçüde o şeyden dilediği gibi yararlanma faydalanma ve tasarruf etme hakkına sahip olacağı mülkiyet hakkının kapsamını belirleyen 4721 sayılı TMK"nun 683 maddesi gereğidir.
Bu durumda mahkemece TMK’nun 683. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkına değer verilerek mutlak olarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek aksi düşünce ile dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.