16. Hukuk Dairesi 2020/8585 E. , 2020/5776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Köseler Mahallesi çalışma alanında bulunan 952 ada 76 (eski 463) parsel sayılı 6413,48 metrekare ve 952 ada 59 (eski 443) parsel sayılı 8040,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, ... ve ... adına tarla vasfıyla tespit ve tescil edilmişlerdir. Davacı ... İdaresi tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanun"un 22/2-a maddesi kapsamında kadastro çalışması yapılan çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasına dayanılarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle kadastro mahkemesinde açılan davanın, mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi ile dosyanın gönderildiği görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesince, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 952 ada 76 parsel ve 952 ada 59 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaline orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Mahkemece, davanın kabulüne ve 952 ada 76 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Ne var ki, dosya kapsamından 3402 sayılı Yasa"nın 22/2-a uygulamasından önce tapuda 463 parsel numarasıyla kayıtlı olan parselle ilgili olarak Karadeniz Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1986/624 Esas, 1990/274 Karar sayılı ilamı ile tapu kaydının iptaline dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Yasa"nın 18/2 maddesi gereğince orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı ... İdaresi tarafından mahkemeye başvuru ile kesinleşen ilamın tapuya tescil edilmesi için Tapu Müdürlüğüne gönderilmesinin sağlanması yerine aynı hususta yeniden tescil istemiyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığına göre bu parsel hakkındaki davanın anılan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yeniden yargılama yapılarak esas hakkında karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, 19.01.2011
tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"un 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı Kadastro Mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanun"un 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri karşısında davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle 952 ada 76 sayılı parsele ilişkin hükmün BOZULMASINA,
2)Dava ve temyize konu 952 ada 59 parsele yönelik temiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davanın kabulüne taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece yapılan keşif sırasında alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile diğer incelemelerin yukarıda değinilen 952 ada 76 sayılı parsele mi, yoksa 952 ada 52 sayılı parsele mi ilişkin olduğu anlaşılamadığından hükmün denetimi mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman kadastro çalışması olup olmadığı araştırılarak varsa tüm orman kadastro çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri; dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları ile kadastro çalışma paftaları; çekişmeli taşınmazı kapsayan en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek dosya içine konulmalı ve bundan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi, bir jeodezi-fotogrametri harita mühendisi bilirkişisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında varsa orman sınırlandırma harita ve tutanakları yerel bilirkişilerin yardımı ve orman yüksek mühendisleri aracılığı ile yerine uygulanmalı; uygulama sırasında sınırlandırma tutanağındaki poligon ve röper noktaları saptanıp raporda açıklanarak yapılan bir tahdit varsa bu tahdide göre taşınmazın konumu belirlenmeli; şayet orman sınırlandırılması 4785 sayılı Yasa hükümleri nazara alınarak yapılmış ise, haritası uygulanmak suretiyle; sınırlandırma, 4785 sayılı Yasa hükümleri nazara alınmadan 3116 sayılı Yasaya göre yapılmış ve taşınmaz, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya sınırlandırma hiç yapılmamışsa, memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli yer ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasa"nın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi"nin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas-Karar; 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas-Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas-Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanun"un 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadığı değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli; en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespitinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak bilirkişilerce incelenip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığını gösterir bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte denetime elverişli, müşterek imzalı krokili rapor düzenlettirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.