15. Ceza Dairesi 2013/26085 E. , 2016/1994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 52/2-4, 53 ve 58. Maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sigorta acenteliği yapan sanığın, .... Sigorta Aracılık Hizmetleri adlı işyerinin olduğu, katılanların, babalarının 2008 yılında geçirmiş olduğu trafik kazası neticesi kaza ile ilgili sigortadan para almak amacıyla, sanığın acenteliğini yaptığı sigorta şirketi ile işlemleri yürütmesi için sanığa vekalet verdikleri, gerekli belgeleri ve vekaleti alan sanığın, 07/05/2009 tarihinde sigorta şirketinden 14.936.00 TL"yi katılanlar adına tahsil etmesine rağmen, bu parayı katılanlara teslim etmediği anlaşılmakla; eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında aşağıdaki bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hükmün gerekçe kısmında, TCK"nın 155/2. maddesi gereğince adli para cezası belirlenirken, katılanlara verilen zarar miktarı gerekçe gösterilerek adli gün para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenmesi karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.