Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8392
Karar No: 2021/8462
Karar Tarihi: 16.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/8392 Esas 2021/8462 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/8392 E.  ,  2021/8462 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bakırköy 1. İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı alt işveren ... adına işlem gören ... Mah. Büyükçekmece adresinde kurulu inşaat iş yeri çalışanlarından..."in 03/10/2011 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefatı nedeniyle, hak sahiplerinden ..."e 66.265,36 TL, ..."e 19.444,01 TL, ..."e 20.734,81 TL ilk peşin değerli gelir bağlandığını, bu nedenle toplam 106.444,18 TL Kurum zararı oluştuğunu, üst işveren ..."ün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, işçinin sigorta bildiriminin süresi içerisinde yapılmadığını, Büyükçekmece 5. ACM Mahkemesinin 2011/1984 esas sayılı dosyasında ... ve ... hakkında ceza yargılamasının devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 15.000,00.-TL Kurum alacağının gelir onay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kazalı işçi ile davalı arasında işçi- işveren ilişkisi bulunmadığını, davalının tacir olmayıp sadece evinin bahçesinde tadilat yaptırdığını bu nedenle davalı adına 4399 kodu ile iş yeri dosyası açılmasını gerektiren bir durum bulunmadığını, yapılacak tadilat işinin yüklenici ... tarafından yapıldığını, kazalı işçinin ..."ın işçisi olduğunu, davayı ve kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının diğer davalı ..."e işçi temin etmediğini, aracılık yapmadığını, sadece inşaat için gerekli mazemeleri satın almak üzere taşınmaz sahibiyle anlaştığını, davayı ve kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ..."e usulüne uygun tebligat yapıldığı halde cevap dilekçesi verilmediği görülmüştür.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece" davanın kısmen kabulü ile,
    1)Davalılar ... ile ... hakkıda açılan davanın kabulü ile 95.799,76.-TL peşin sermaye değeri için onay tarihi olan 26/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine,
    2)Davalı ... hakkında açılan davanın reddine," şeklinde karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davacı Kurum ile davalı ..."ün istinaf istemlerinin reddine,
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum temyiz dilekçesinde özetle; Kurum zararının tamamından davalıların sorumlu olduğunu, davalı ... hakkında verilen davanın reddine dair kararın yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisinden kaynaklanmadığını, eser sözleşmesi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davacı Kurum, 03/10/2011 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle oluşan kurum zararının tahsilini talep etmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)İşverenler çalıştırdığı sigortalıları 5510 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen süre içerisinde kuruma bildirmek zorundadır. Yasal düzenleme ile amaçlanan çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulması ve kayıt dışı çalışmanın önlenmesidir. Bildirimle birlikte sigortalı tescil edilmekte ve sosyal haklardan yararlanmaya başlamaktadır. Aksi halde çalışanlar sosyal risklere karşı korumasız kalmaktadır. İşe giriş bildirgesinin süresinde verildiği kurum kayıtları ile belirlenirken, bu durumun aksinin ispatı işverene düşmektedir. Sigortalılık, işçinin çalışmaya başladığı tarihten itibaren başladığı için, çalışılan tarihten bir gün önce işçinin girişinin yapılması gerekir. Ancak işçinin fiilen çalışmaya başlaması saat olarak ispatlanabiliyorsa işe giriş bildirgesi işe başlamadan önce olmak kaydıyla aynı gün de verilebilir.
    5510 sayılı kanunun 8. maddesinde, işe giriş bildirgesinin nasıl verileceği düzenlenmemiş ancak maddenin son fıkrasında "Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" denilmiştir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 11. madde de ise, işverenlerin sigortalıları internet ortamında, kuruma e-sigorta yoluyla bildirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 8’inci maddesine göre; Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı olanların Kuruma bildirim yükümlülüğü işverene ait olup; 7’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalının işe giriş bildirgesi ile bildirilmesi gerekir. İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün; yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar; Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli personel ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde, işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmeleri gerekir.
    5510 sayılı Kanunun “Süresinde Bildirilmeyen Sigortalılıktan Doğan Sorumluluk” başlıklı 23’üncü maddesinin 1. ve 2’nci fıkralarındaki düzenlemeye göre; işverenin rücu alacağından sorumluluğu için, çalıştırılan sigortalının işe giriş bildirgesinin süresi içinde Kuruma verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmemiş olması gerekir. Başka bir deyişle; sigortalının bildirimi kanunda belirtilen sürelerden sonra yapılsa bile, zararlandırıcı sigorta olayı işe giriş bildirgesinin verildiği veya çalışmanın Kurumca tespit edildiği tarihten sonra meydana gelmiş ise; işverenin anılan düzenleme kapsamında sorumluluğu yoluna gidilemez. Sözü edilen madde ile; işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören (sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında Hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde eldeki dava incelendiğinde, mahkemece davalı işveren ... yönünden 5510 sayılı Yasa 23. madde koşullarının varlığı irdelenmeli, Mahkemece 23. madde sorumluluğu olmadığı yönünde sonuca ulaşılması halinde, davalı işveren vekili ..."ın kararı temyiz etmediği gözetilerek davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi