3. Hukuk Dairesi 2016/2410 E. , 2016/3551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin ...115 ada 342 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmazı 1973 yılında satın aldığını, kendi taşınmazı içerisinde kaldığı kanısı ile 1982 yılında dava konusu taşınmaza fıstık ağacı ektiğini; müvekkilinin emeğiyle taşınmazın değerinin 4-5 kat artttığını, mahsul vermeye yeni başlayan fıstık ağaçlarının davalılar tarafından sahiplenildiğini belirterek; davalılar adına kayıtlı olan...ilçesi Mağaracık köyü 115 ada 344 parsel sayılı taşınmaz üzerine müvekkili tarafından iyi niyetle dikilip yetiştirilen antep fıstığı ağaç bedellerinin ve tarlaya yapılmış olan yararlı ve zorunlu giderlerin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000TL" nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; davalıların ... ilçesi 115 ada 344 parsel sayılı taşınmazın gerçek maliki olduğunu, davacının taşınmaza tecavüz ettiğini, iyiniyetli olmadığını, davalıların mahkemenin 2012/550 Esas nolu dosyasıyla davalının müdahalesinin men"i ve ecrimisil talepli dava açtıklarını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında görülen aynı mahkemenin 2012/550 E. 2013/175 K. Sayılı meni müdahale ve ecrimisil talepli dosyada; Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 28.11.2013 tarih 2013/12430 E.- 2013/16847 K. sayılı ilamı ile, davacının iyiniyetli kabul edildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, ağaç bedeli olan 99.940,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
TMK"nın 722. maddesinde; Bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı, ancak sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 723. maddesi gereğince de; Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyi niyetli değilse hakim, mahkeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyi niyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.
Bu bağlamda davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesinde, 14.02.1951 tarih ve 1949/17 - 1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacının iyi niyetli olup olmadığının mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Dosya içerisinde bulunan mahkemenin 2012/550 E. 2013/175 K.sayılı dosyasında, davacılar ..., ... ve ..." un, davalı Numan Küçük aleyhinde dava açarak, davalının 115 ada 344 parsel sayılı taşınmaza vaki müdahalesinin men"ine ve davalıdan 5.000 TL ecrimisil"in tahsiline karar verilmesini talep ettiği; mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar verildiği, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine; Yargıtay ...ukuk Dairesi" nin, 28.11.2013 tarih, 2013/12430 E.- 2013/16847 K. sayılı ilamı ile; " ...Davacılar, davalının kullanımına mani olmak yönünden uzun süre bir uyarı ve ihtar da bulunmamıştır. Öyle ise, taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu"nun 299. maddesinde öngörülen (6098 sayılı TBK"nun 379. maddesi) ariyet akdi (kullanım ödüncü) niteliği taşıdığı ve uzun süreli kullanıma ses çıkartılmamış olması sebebiyle dava açılmakla ariyete son verildiği düşünüldüğünde, ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere bu isteğin kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada, mahkemece; 16.07.2014 tarih, 2014/376 E.- 2014/715 K. sayılı ilamı ile, davalının 115 ada 344 parsel sayılı taşınmaza vaki müdahalesinin men"ine, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm 09.09.2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Somut olayda; davacı, ... ili ...parsel sayılı taşınmazın, 1979 yılında yapılan tapulamadan beri malikidir. Davalılar ise aynı mevkiideki dava konusu 115 ada 344 parsel sayılı tarla vasıflı 184.400 m 2 yüzölçümlü taşınmazın 3/4" üne, 1/4" er oranda 27.08.1982 tarihli satış sözleşmesi ile malik olmuşlardır. Davacı, davalı sıfatıyla bulunduğu mahkemenin 2012/550 Esas- 2012/175 Karar sayılı dosyasındaki cevap dilekçesinde; maliki olduğu taşınmazın zilyetliğini, 1970 yılında, fıstık ağaçları dikili olarak devraldığını, davalıların ise komşu parseli boş olarak aldıklarını, taşınmaza 1985 yılında fıstık ağacı diktiklerini bildirmiştir. Dava konusu 115 ada 344 parsel
sayılı taşınmazın, güncel tapu kaydının davalılar ... ve ... ile ... ve ... adına müşterek şekilde kayıtlı olduğu, davacı tarafından, bu taşınmazın 11.619,59 m²"lik bölümünde ağaç yetiştirildiği, mahkemece, hükme esas alınan ve davacının itirazda bulunmadığı 12.11.2013 tarihli uzman bilirkişi raporunda dava konusu ağçların 58 adeti 40- 45 yaşlarında, diğerleri 10 ila 30 yaşları arasında 109 adet antep fıstığı ağacı ile 8 ila 20 yaşlarında 65 adet zeytin ve incir ağacı bulunduğunun tespit edildiği, ağaçların dava tarihi itibariyle toplam 99.940TL değerinde olduğu hesaplanmıştır.
O halde, mahkemece; öncelikle, davacının, antep fıstığı ağaçlarını 1982 yılında diktiğini iddia etmesi ve alınan bilirkişi raporuyla antep fıstığı ağaçlarından yaşlı olan 58 adetinin 40 ila 45 yaşlarında olduğu tespit edilmekle, ağaçların dikilme tarihinin de 1973 ila 1968 tarihleri arasında olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davalıların ise, tapulu taşınmazı edinme tarihinin 27.08.1982 olup, edinmenin muhdesatla birlikte olduğundan 58 adet ağaç yönünden davalıların sebepsiz zenginleştiklerinin kabul edilemeyeceğinden bu ağaçlar yönünden davanın reddine; diğer ağaçlar yönünden ise, davacının, davalıların hissedar olduğu taşınmaza muhtelif tarihlerde ağaç diktiği kabul edilerek, TMK"nın 723/son maddesi gereğince; taşınmazın ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip, aradaki farkın, o yerdeki ağaç sayısına bölünmesi suretiyle, davalılar yönünden, taşınmazdaki hisseleri itibariyle, sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği gözetilerek; oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.